Kitabı karşıma koydum, Oğuzcuğum bana bakıyor ben de ona. Bakışlarında bir anlam arıyorum, kitabı okudum okumasına ancak hissettiklerinin birazını hissedebildim mi? Düşünüyorum, yaşasaydı eğer kıymetini bilir miydik acaba, pek sanmıyorum.
Yüreği, insanlık tarihinin her döneminde hissedilmiş o derin arzuyla dolup taşmış, o da bizler gibi sadece
Kitap, Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği ( tr.wikipedia.org/wiki/Son_Akşam...(tablo) ) tablosunun yapılış hikayesi üzerine kurgulanmış. Tablo Hz. İsa'nın Romalı askerlerce tutuklanmasından önce, Havarileri ile yediği son akşam yemeğini tasvir etmektedir. Rivayetlere göre Hz. İsa Havarilerine; "aranızdan birisi bana ihanet edecek" demiştir, tablo da o anda yemek masasındaki kişilerin tepkilerini temsil etmektedir. İhanet eden kişi ise Yahuda'dır.
Bu konuyla ilgili birçok tablo yapılmış, en meşhurlarından birisi Leonardo'nun tablosu. Anlatılanlara göre Leonardo da Vinci bu tabloda kullanacağı yüzleri seçerken gerçekten karakterlere uygun insanlar bulmayı amaçlamış. Yahuda için istediği o kötü, bencil karakteri her yerde arayıp bir türlü bulamayınca tablo da bir türlü bitmemiş. Bu durum da bazı homurdanmalara sebep olmuş. Bitmesi yıllar alan bir eserin son halini beklemek de kolay iş değil haliyle.
Her ne kadar konu bu hikaye temelinde olsa da yazar iki hikaye sarmalı şeklinde bir anlatım ortaya koymuş. Sarmaldaki ikinci hikaye bir tüccarın elindeki atları satmak ve bir takım borçlarını toplamak için geldiği şehirde gördüğü bir kıza ilk görüşte aşık olmasını anlatıyor. İlk defa karşılaştığı bu kız bir anda gözden kaybolunca onu tekrar görmek için her şeyi yapacağına kendisini ikna ediyor.
Çok uzun olmayan ve sıkılmadan okuyup bitirebileceğiniz bu kitap yaşanmış gerçekleri aktaran bir tarih romanı değil elbette. Bazı gerçek olaylar, gerçekten yaşamış karakterler ve çokça yazarın hayal gücüyle harmanlanarak ortaya okunası bir eser çıkmış. Herkese keyifli okumalar.
Leonardo'nun Yahuda'sıLeo Perutz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,389 okunma
"Gerçekten değerli, hatta eşsiz bulduğum tek şey var, o da zaman. Zamanını istediği gibi kullanan kişi mutludur, zengindir. Bense efendiler, yoksulun yoksuluyum.
Yazar ünlü karakterler ve onların yaşamlarından bazı olayları alarak kendi hayal gücü ile birleştirmiş, ortaya ise gerçekten çok güzel bir eser çıkmış. Felsefe, psikoloji ve edebiyatın tek bir içerikte buluşması kadar keyifli bir şey olabilir mi? Ağır ilerleyen bir felsefe kitabı hayal etmiştim ancak onun yerine yazarın hayal gücü içerisinde akıp
Bir dönem sürekli karşıma çıkan kitaplardan birisiydi "Yaşamak". Sürekli övgüyle bahsedilen bir kitap görünce insan ister istemez bu kitaba bir göz atmalıyım diye aklının bir köşesine not düşüyor. Benim gibi az okuyan ve yavaş okuyan bir okuyucuysanız okunacaklar listesi de azalmıyor tabii, aklınızın o tozlanmış köşesine bir türlü sıra
Kitabın teması, başına ne gelirse gelsin insanın, yaşamaktan asla vazgeçmemesi gerektiğidir. Tema olarak bunu belirleyen bir yazarın, kahramanının başından türlü zorluklar geçirmesi çok normal. Kahraman bu zorlukları aşmalı ve bunu yaparken gösterdiği azim, irade ve sabır okura geçmelidir. Dram öğesi sayesinde de okur, kahramanla empati kuracak ve
Bu kitabın beğenilmesinin önemli sebeplerinden birisi bizi can evimizden vurmasıdır. Konu kitaplar olunca tarafsız olabilecek miyiz? Kitap sevgisi denilince hepimiz için akan sular duruyor, öyle değil mi? Yoksa zamanımızın önemli bir kısmını neden buralarda harcayalım? Flört mü? Öhöm! Ne diyorduk? Kitaplar...
Başka yerde duymadığınız yeni