Reşat Nuri Güntekin
Hayatın sıradanlığı içinde fark etmediğimiz ince detaylara temas eden bir hikaye kitabı.Günlük hayatımızda karşılaştığımız sıradan olayları, hiç dikkat etmediğimiz sıradan kişileri anlatan, bir çok kısa hikayeden oluşuyor, hepsi de ders alınacak düşündürücü nitelikte.
Grigory Petrov
Mustafa Kemal Atatürk, 1928 yılında eseri Türkçe’ ye çevirtmiştir. Kitabı okudukça genç Cumhuriyet’in yapmak istedikleri ile kitapta anlatılanlar örtüşüyor.
Kitapta Finlandiya’nın en önemi isimlerinden biri olan Johan Wilhelm Snellman’nın bir bataklık ülkesini nasıl beyaz zambaklar ülkesine çevirdiği anlatılıyor. Snellman, her gittiği yerde birkaç meşale canlandırıyor ve toplumun her kesiminin eğitimi için aydınları örgütlüyor. Maarif ordusunun öncüleri şeklinde nitelendirdiği bu kesimi adeta cehalete karşı mücadele için çalıştırıyor. Milletçe kalkınmanın yollarını anlatan kitapta memurların davranışlarından, ordunun durumuna, gençlerin terbiyesinden, kanunların uygulanmasına her alanda detaylı bir şekilde yeniden yapılanmanın safhaları açıklanıyor. Kitabı bitirdiğinizde bir işi başaramamaktan sürekli şikayet etmek, imkansızlıklardan dem vurmak yerine engelleri aşmanın yollarını aramanız gerektiğini sonucuna ulaşıyorsunuz.
Anton Çehov
Toplumdan izole oluşun öyküsü. Toplum tek düzeliğe, dayatılana, bencil ve duyarsız olmaya o kadar alışmış ki farklı olanı görünce hastalıklı ve anormal olarak nitelendiriyor ve yargılıyor. Doktor Andrey Yefimiç ve kuruntular içinde kavrulan Ivan Dimitriç'in felsefik konuşmalarıyla farklı boyut kazanan bir öykü.
Sen farklıysan delisindir, ilginçsen tedaviye ihtiyacın vardır. Toplum masum sen ise suçlusundur. Sırf "sözde" bir deliyle sohbet ettiği için delilikle suçlanmak, deliliğin ta kendisidir.
Şu alıntı kitabı özetler niteliktedir :
"Benim hastalığım, yirmi yıl içinde bütün kasabada tek akıllı bir adam bulabilmemdir. Ama O da bir deli! Ortada hiçbir hastalık yok. Yalnızca çıkışı olmayan bir kısırdöngünün içine düştüm."
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,5bin okunma
Franz Kafka
Gregor başkalaşım geçirdiği andan itibaren ailesinin O'na karşı bakış açısı değişmeye başlamıştır. Ailesinin Gregor’u sadece finansal bir kaynak olarak gördüğü ve O'nunla çıkara dayalı bir ilişki kurdukları gerçeği bu süreç içinde gün yüzüne çıkmıştır. Başta ona yemek getirip götüren, odasını temizleyen ve onunla ilgilenen Grete, finansal güce sahip olmaya başlayınca Gregor’a karşı ilgisini yitirmiş ve sonunda onu evden atmak isteyen kişiye dönüşmüştür. Annesi süreç boyunca Gregor’a olan ilgisini yitirmiştir. Babası ise Gregor’a karşı suçlayıcı tavrını her zaman korumaktadır ve Gregor’un sırtına saplanan elmaları fırlatarak ondan kurtulmaya çalışmıştır. Bir zamanlar ailesi için karşılıksız çalışan ve ailesini yük olarak görmeyen Gregor, ailesi çalışmaya başladığında onlara külfet olmuştur. Evdeki kiracıları kaçırmasıyla ise finansal bir kayba sebep olduğundan ailesi için kurtulmaları gereken bir yük haline gelmiştir. Önceleri kızlarını işe yaramayan biri sayan aile, Grete’nin evin içinde düzeni sağlamaya ve Gregor ile ilgilenmeye başlamasıyla onu takdir etmeye başlamıştır. Grete çalışmaya başladığında ise ona verilen değer fazlasıyla artmıştır, çünkü ticari niteliği artmıştır. Artık o, ailenin yeni finansal kaynağı olmaya hak kazanmıştır ve Gregor’un yerini almıştır. Mevcut toplumda insanların değeri onların ekonomik düzeylerine yani statülerine göre belirlenmektedir. İnsanın ailesi bile zamanla dönüşüme ugrar.
Lev Tolstoy
İnsan sevgi ile yaşar. Ama çoğumuz dünya işlerinin peşine takılıp hayatı ıskalıyoruz. Para, hırs ve arzular, makam-mevki bütün bunlar kabuktur. Zamanı gelince çürüyüp gider. Ama öz kalıcıdır. İnsan aslında kazandığını sandığı çoğu zaman kaybetmiş oluyor ve de kaybettiğini düşündüğü çoğu zamansa aslında kazandığı şeyler de olduğunu görüyor. Hayatta ne zaman neler bulacağımızı bilmeden kendi menfaatimiz için yaptığımız uğraşlardan bizi sıyırmayı başaran ve hayatta gerçek olan değerleri hatırlatan bir kitap. Tolstoy'dan içinizi ısıtacak hikayeler.
Not: İş Bankası Kültür Yayinlari / Koray Karasulu Cevirisini okudum, listede yoktu.
Şemseddin Sami
O dönemin sıradan insanları gerçekten bu kadar kolay mı aşık oluyorlar, hem de ne aşk? Bu aşk meselesinin çok küçük yaşlarda başlaması Talat'ın annesinin hikayesinde de var. Kadın ilkokula gittiği bir dönemde amansız bir aşka tutuluyor. Fitnat hanım da oldukça küçük denen bir yaşta aşık oluyor ve aşkından kendine kıyıyor. Kadınların hiç fikirlerinin sorulmadan büyükler arasındaki bir görüşme ile evlendirilmeleri de burada öne çıkan bir husus. Sonrası tesadufler ve sıra sıra gelen ölümler...Olay örgüsü basit, akıcı, sıkılmadan bir kac saatte bitirilebilecek bir kitap.
Kitapta en begendigim bölüm Talat'ın kadın kılığına girerek sokaklarda dolaşırken peşine takılan erkekleri görünce aklından geçenler...Roman neredeyse yüz elli sene önce yazılmış ancak kadına bakış o gün de bugün de aynı:
"Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz."
Anton Çehov
Vişne Bahçesi, soylu zengin bir ailenin çocukluk anılarının olduğu, vaktiyle gülüp eğlendikleri bir bahçedir... Öyle bir vakit gelir ki köylücük diye aşağıladıkları, hor gördükleri insanlara, borçlarını ödeyebilmek için evlerini vişne bahçesi ile birlikte satmak zorunda kalirlar. Şimdi yeni ev sahibi ağaçları ortadan kaldırıp toprakları kiraya vererek gelecek paraları hesaplamaktadır. Evlerinden, bahçelerinden, hatıralarından ayrılan insanları bambaşka yerlerde bambaşka hayatlar beklemektedir. Köylücük'ün çiftliği satın alarak intikamını alışına sevinsem mi, yoksa zamanın burjuva sınıfı şimdi ne hallere düştü diye üzülsem mi bilemedim. Aslında bir komediden ziyade trajedi. Tiyatro eserlerinin okunarak keyifli oldugunu düşünmüyorum ki bu kitap da bana bunu fazlasıyla hissettirdi...Tiyatro okumaktan ziyade izlenmeli.
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,9bin okunma