Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
Bu sefer tavana bakarken radyonun kenarına sanki bir ışık indi ve fotoğraftan o kızın bana baktığını, o bakışın bana hayatta hep teselli vereceğini hissettim. İçim iyilik duygularıyla dolmuştu.
Sanki şehrin yosunlarla kaplı eski duvarları , güzel harflerle kaplı eski çeşmeleri, çürüyüp eğilerek birbirine yaslanan ahşap evleri yanıp yıkılıp bitip tükenmiş ve yerlerine yapılan yeni sokaklar, beton evler, neon lambalı dükkanlar, apartmanlar daha eski, daha korkutucu ve daha anlaşılmaz yerler olarak inşa edilmişlerdi. Sanki şehir tanıdığı bir yer, geniş bir ev olmaktan çıkmış, her önüne gelenin sınırsız beton, sokak, avlu, duvar, kaldırım ve dükkan eklediği tanrısız bir yere dönüşmüştü.