Google'a bir erkeğin neden mesajı okuyup cevap vermeyeceğini sordum. Tüm yazılanların sonucu ortaktı: Sizinle pek ilgilenmiyor.
Vay be, internete teşekkür ederim.
Sağ kolun yerine sol kolunu kırdığın için şanslısın. Tabii, sağ elini kullanıyorsan.
Evet, sağ elimi kullanıyorum. Ancak kendimi bu konuda şanslı hissetmiyorum.
Özür dilerim...
Sağ kolumu kırmış olsaydım senin elinden yemek yiyecektim.
Bundan sonra bizi ne beklediğini kestiremiyordum. Bunun gibi bir an yaşayabilecek miydik? Fakat bunların bir önemi yoktu. Bu düşünceleri bir kenara attım. Çünkü bu gece, tüm dünya ayaklarımızın altındaydı.
İyi şarkıcı şarkıyı en iyi söyleyen değil, söylerken dinleyenlere bir şey hissettirendi. Şarkısının hafızamda ve kalbimde açtığı hatıra penceresi ortadaydı. Onun kıvılcımı vardı. Bu kıvılcımı nasıl bulduğunu ve benim kendi kıvılcımımı nasıl bulacağımı sormak istedim.
Deva Çetinceviz, yirmi dört yaşında, Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu'nu bitirmiş genç bir kızdır. Daha doğmadan önce aile bireyleri erkek olacağını düşünseler de, Deva doğduğunda hayatlarının en büyük şokunu yaşamışlardır. O yüzden de küçüklüğünden beri babası tarafından erkek gibi yetiştirilmiştir. Ki Deva'nın küçükken en büyük dileği
Çam rengindeki muhteşem gözleri kısıldı ama bu bile beni onlara bakmaktan alıkoyamadı. Daha önce gördüğüm her şeyden çok daha farklılarda. Onları bu kadar eşsiz kılan ise sadece renkleri değildi. Bu kadar dikkat çekmesinin sebebi, gözlerinin içinde saklanan acı ve sırlardı. Bu adam kendisini fazlasıyla güçlendiren şeyler yaşamıştı.
Düğünümüzden önceki aylarda sergilediği tavırlar -planlamalarla ilgilenmemesi, sürekli tartışma çıkarması gibi- benim için bir uyarı niteliğinde olmalıydı. Fakat bu ilişkiye yıllarımı verdiğim ve gelecekteki isteklerime kendimi çok kaptırdığım için gerçekleri görememiştim.
Yalanlarını.
Söylediği tüm o koca yalanları.
Benim hayatım hoşuna gitmese bile saygı duymak zorundasın. Yanına oturmamı istemiyorsan ayağa kalkabilirsin. Ben senin tavrına göre nereye oturacağımı seçemem. Kendi düşüncelerini topluma dayatmak ve başkalarının hayatına müdahale etmek yerine kendin değişebilirsin.
Babam kafasını aşağı yukarı sallarken beni süzüyordu. Yüzünde, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete bakışı vardı. Sanırım girdiğim kılık onu mutlu etmemişti. Her zaman erkek olmuyordum ya? Adım Deva'ydı, bu kadar erkek olabiliyordum.