Tolstoy'un ölmeden önceki konuşması: "İnsanlar acıyla büyür. Yaşam, bedende değil ruhtadır. Ölüm yalnızca bedenden kurtuluştur. Zihninizde neyin bedensel olmadığını ayıklayın. Gelecek için endişe etmeyin, çünkü gelecek diye bir şey yoktur. Sadece şimdi vardır. Onun için yaşayın."
İki kişi arasında başlayan mektuplaşmanın ilim dünyasını etkileyip yön vermesi enteresan bir olay. Harcanan zamana ve emeğe değecek bir kitap. Yazar akıcı bir üslup kullanmış ama hep bilgiye, tarihi olaylara dayandığı için biraz zihin yorabiliyor. Olsun aydınlanmanın tatlı yorgunluğu diyelim.
İnsan, kendini bazen Merv kentinde entelektüel sohbet ederken, bazen ordularla bir şehri istila ederken, bazen akıl ve bilimin ışığında ilerlerken, bazen de tasaffuvi geleneğin dayatmasına şaşırırken buluyor.
Kitaptan, tarihi gerçeklerden ve kendisinin de bizzat yaşadığı, ilimin ışığında seyyah olan İbn-i Sina'dan öğrendiğimiz ve dediği gibi: ''İlim ve Sanat takdir edilmediği yerden göç eder!''