Nurettin Polat

Nurettin Polat
@Nurettin_Polat
Sıkı Okur
“İyi kitaplar okumayan adamın okumuş olmasıyla cahil kalması arasında hiçbir fark yoktur.” Mark Twain
Sabitlenmiş gönderi
Server Tanilli'den
Aydını özgür olmadığı için halkı da özgür olmayan bir ülkedir Türki­ye: En temel sorunları çözümsüz kalmış, yakasında gericiliğin elleri, ge­leceğe kaygılarla bakan insanların diyarıdır.
Sayfa 189 - Türkiye Çağdaş Gazeteciler Derneği YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aynı uçakta,Aynı Kalpte
Yüzbaşı Wilhelm Voigt Berlin’de yürürken karşılaştığı askerlerden kendisini takip etmesini ister. Askerler sayıca arttıkça adım sesleriyle çınlayan sokakalarla beraber insanların gösterdiği saygı da artadurur. Köpenick Belediye binasının önünden geçerken yüzbaşı tüm haşmeti ve tabi arkasında hatrı sayılır bir asker birliğiyle binaya yönelir. Görenler tüm saygısıyla ayağa kalkıp selamlarken Yüzbaşı Voigt belediye başkanının tutuklanmasını emreder. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Wilhelm Voigt 4000 markı cebe indirmiştir bile. Askerlere binadan çıkmamalarını emreder ve yürüyerek oradan ayrılır. Neler yaşandığı bir süre sonra anlaşılır. Üniformasıyla haşmetle yürüyen ve görenlere düğme ilikleten bu adam aslında bir ayakkabıcıdır ve üniformayı bir eskiciden satın almıştır! Önceden dolandırıcılık ve hırsızlık gibi sabıkaları da bulunan “Yüzbaşı” kısa sürede yakalanır ve 4 yıllık hapse mahkum edilir. Gel gör ki bu o zamanın İmparator’unu oldukça güldürür. İmparator Wilhelm Voigt’un cezasını affeder ve hatta belediye binasının merdivenlerinin başına da yüzbaşı kostümü içindeki Voigt’un heykelini diker. Halk arasında “Yüzbaşı Köpenick” olarak adlandırılan bu olay o kadar ünlenir ki Almanya’nın ünlü bir oyuncak firması elinde 4000 mark torbası ile Yüzbaşı Köpenick’in oyuncağını yapar.
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nurettin Polat

Nurettin Polat

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Nasipse Adayız
Nasipse AdayızErcan Kesal
8/10 · 661 okunma
Reklam
Aynı Hüzünlü Türkünün Notaları
Acılar olmasaydı türküler doğmazdı. Anadolu'da Türkü"yle, Ermeni'siye, Laz'ıyla Rum'uyla, Zaza'sıyla Çerkez'iyle tüm kültürlerin Birinci Düya Savaşı dönemini içeren türkülerini dinlersek, birbirinden farklı olmadıklarını, aslında hepsinin aynı acıdan söz ettiğini duyarız. Almanya'da Naziler, Yahudi soykırımı yaparken Avrupa'yı işgal etmekte Marşlarla her yeri inletmekteydiler. Onlar için her yer adeta bir bayram yeriydi. Oysa toplama kapmlarındaki zavallı insanların şarkılarında acı ve gözyaşı vardı. İşte buna benzer bir çelişkiyi soykırımın yapıldığı idda edilen 1915 yılının Anadolu'sunda göremezsiniz. Kan vardı, ceset yığınları vardı, agıtlar vardı ama bu acılar okestrasında her etnik grup aynı hüzünlü türkünün notalarını kendi estrumanıyla çalıyordu.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okuyor
Korkusuz
Jransız Amiral Guepratte, gözünü Çanakkale sırtlarındaki siperlerden ayırmadan emir subayına seslenir: “Bana yüzbaşıyı çağırın...” Çağın en modern silahları ve makineleriyle donatılmış Fransız ve İngiliz savaş gemilerindeki askerler, güverteden saydıkları, üstlerine dönük 2.000 civarında top namlusunun yarısından fazlasının Türkler tarafından korkutmak amacıyla konulan soba borusu olduğunu bilmeseler de, alınan tüm önlemlerin Çanakkale Boğazı’nı geçmelerine engel olamayacağına yürekten inanmaktadırlar! Ne de olsa, işgal donanmasındaki çağın en güçlü savaş gemileri olan “Dred-not”un Türkçesi “Korkusuz”dur. Fransız gemisi Suffren’in kaptan köşkünde Amiral Guep-ratte’ın çağırdığı yüzbaşı beklenirken, işgal gücü gemilerinin dev pervanelerinin sessizliğe gömüldüğü Ege Denizi’nin suları son derece sakindir. O sular ki adım, yüzyıllar önce yaşanmış büyük bir acıdan almaktadır... Boğa ve insan karışımı bir canavar olan ve de Girit Ada-sı’nda yaşayan Minotauros, her yıl Atmalılardan kurban istemektedir. Atina Kralı Aigeus, oğlu Theseus’u gemiyle yollarken ondan şu istekte bulunur: “Eğer sağ olarak geri dönersen, direğine beyaz yelken çek ki, gemini ufukta gördüğümde yaşadığını anlayayım.”
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okuyor
232 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Seneler
SenelerAnnie Ernaux
8.1/10 · 1.629 okunma
DVD’ye, dijital fotoğraf makinesine, MP3 çalara, ADSL’e, düz ekrana geçiyorduk, sonu gelmiyordu geçtiğimiz şeylerin. Bir sonraki seviyeye geçmekten vazgeçmek, yaşlanmayı kabul etmek demekti. Yıpranma yavaş yavaş tenimizde izlerini bırakır, bedenimizde kendisini hissettirirken dünya bizi yeni şeylere boğuyordu. Bizim yıpranmamızla dünya ters yönlere gidiyordu. Yeni teknolojilerin doğurduğu sorular, doğallıkla ve düşünmeden kullanma alışkanlığı edindikçe teker teker yok oluyordu. Bir zamanlar telefon ya da çamaşır makinesi kullanmayı bilmeyenler nasıl yok olduysa, bilgisayar ve dijital müzikçalar kullanmayı bilmeyenler de yok olup gidecekti.
Can Yayınları - 10. Basım: Ocak 2023, İstanbul - Fransızca aslından çeviren: Siren İdemenKitabı okudu
“Evet. Unutulacağız. Yazgımız böyle yazılmış, elden ne gelir. Bize ciddi, önemli, hem de çok önemli görünen şeyler, gün gelecek, unutulacak ya da önemsiz görünecek. İşin ilginç yanı, gelecekte neyin önemli ve yüksek değerde, neyin zavallı ve gülünç sayılacağını bugünden hiç bilemeyişimiz.Bize böylesine olağan görünen şimdiki yaşamımız da, gün gelecek, tuhaf, yakışıksız, budalaca, pek de temiz olmayan, ve hatta belki, günahkâr bir yaşam sayılacak...” Anton Çehov
Sayfa 10 - Can Yayınları - 10. Basım: Ocak 2023, İstanbul - Fransızca aslından çeviren: Siren İdemenKitabı okudu
Reklam
Öleli yarım asır geçmiş dedelerin, ninelerin ve ölmüş anne babaların kafalarının içindeki milyonlarcası gibi, bu görüntüler de bir anda yok olup gidecek. Daha biz doğmadan önce göçüp gitmiş insanların ortasında küçük bir kız olarak belirdiğimiz görüntüler, tıpkı çocuklarımızın küçüklük hallerinin hafızamızda anne babamızla ya da sınıf arkadaşlarımızla yan yana olduğu görüntüler gibi. Günün birinde biz de çocuklarımızın anılarında, torunların ve henüz doğmamışların arasında belireceğiz. Hafıza da cinsel arzu gibi, hiç durulmuyor. Ölmüşlerle hayattakileri, gerçek varlıklarla hayalî olanları, rüya ile hikâyeyi iç içe geçiriyor.
Sayfa 14 - Can Yayınları - 10. Basım: Ocak 2023, İstanbul - Fransızca aslından çeviren: Siren İdemenKitabı okudu
Nurettin Polat

Nurettin Polat

, bir kitabı okumaya başladı
Geyikli Park
Geyikli ParkSunay Akın
8.4/10 · 2.653 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
Yarın Yok
Yarın YokAyşe Kulin
6.5/10 · 1.253 okunma
11,9bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.