Nazan Türk

536 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Karadeniz 'de denize sırtını dönmüş bir Ruh ve Akıl Hastalıkları Hastanesi ile başlayıp yine orada biten, 150 yıllık bir Türkiye panoraması sunan, karakterden karaktere atlayan, bunun sonu nasıl bitecek acaba,diye merakla okunan bir Ayfer Tunç romanı. Romanda sanırım 300'e yakın karakter var. Bu gözünüzü korkutmasın. Her karakter bir şekilde birbiriyle bağlantılı ve karakterleri asla unutmuyorsunuz.Bu açıdan müthiş bir kurgusu var romanın. Bu zor kurgunun altından başarıyla kalkmış yazar Ayfer Tunç. Türkiye tarihi, Osmanlı tarihi,sosyoloji,ve psikoloji ile ilgili derin bir bilgi birikimi de var. Roman hastanede verilen bir seminer ile başlayıp oradan başhekimin hastanenin tarihini yazmak icin kolları sıvaması ile devam ediyor. Karakterden karaktere atlayarak kurguyu tamamlıyor. Bu teknigi daha önce Mahir Ünsal Eriş de ve biraz da Sevgi Soysal'ın Yenisehir'de Bir Öğle Vakti romanında okumuştum. Karakterden karaktere geçerken bunları akilda tutmak biraz zorlayıcı olsa da roman bittiğinde her şeyi çok iyi hatırladığınızi görünce yazarın bu işin altından başarıyla kalktığını görüyorsunuz. Turkiye'nin bütün hallerini ,tüm insanlarını okumak isterseniz kesinlikle tavsiye edeceğim bir eser.
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,428 okunma
Reklam
536 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
240 syf.
·
Puan vermedi
Bazı kitapların duygusu var. Bu da tam olarak öyle.Bayildim bu romana. Üstelik en sevdiğim mevsim sonbaharda geçiyor. Alman yazarlar coğrafyayı ve bununla birlikte insanı çok başarılı anlatıyorlar. .Avusturya-Almanyalı yazarlar Zweig,Elfridie Jelinek,Judith Hermann,Günter Grass......ve şimde de Ewald Arenz İç ısıtan, huzurlu, doğayla iç içe ve sakin bir roman. Iki kadinin hikayesi:Liss ve Sally.Sally bir gün her şeyi ardında bırakıp yola çıkmaya karar verir ve bir üzüm bağının yanından geçerken Liss'le karşılaşır. Liss onun yorgun ve bitkin halini görüp eve davet eder ve Sally onun yaninda kalmaya başlar. Ikisinin de geçmişlerine ait sırları vardır ve bunları birbirlerini tanımadan açamazlar. Bu arada Sally hic bilmediği çiftlik isleri ile uğraşırken hem kendini hem de Liss'i tanımaya çalışır. Bazen nefret eder. Bazen yerinin orası olduğunu düşünür. Bu gel git içinde sırlar ortaya dökülürken bir gün polis kapıya dayanır. Karakterler tahlilleri çok başarılı. Okurken kendinizi her iki kadının da yerine koyabiliyorsunuz. Hakli ya da haksız gibi bir durum yok. Kabulleniş var.Oldugu gibi kabul etmek var. Bu açıdan yazarı çok başarılı buldum. Bir erkek olarak kadın karakterleri çok iyi yansıtmış. "Bazen insanlar yanlış topraklara dogup orada büyümeye çalışıyorlar." Her iki karakterin de kitabın da ortak noktası bu....
Gün Işığının Tadı
Gün Işığının TadıEwald Arenz · Yan Pasaj · 0310 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
Fazla metafor,çok fazla metafor..... Konu güzel ama bir şeyin fazlalığı okuma zevkini engelliyor.Bulmaca çözmüyoruz ki kitap okuyoruz. Pınar Selek'i severim ama bu kitabını sevmedim. Göçmen sorunları, bir yere ait olamama ,sürekli yollarda olma hali çok güzel. Feminist yaklaşım güzel. Ama anlatım resmen sünmüş. Üzgünüm....
Cümbüşçü Karıncalar
Cümbüşçü KarıncalarPınar Selek · İletişim Yayınları · 201828 okunma
Reklam
1000 kitapta inceleme, alıntı ve okuma kaydı yapamıyorum. 1000 kitapta ara kısmına tıklayınca klavye açılmıyor
256 syf.
·
Puan vermedi
Yanpasaj Yayınevi "genellikle" Fransizca'dan çeviri eserler yayınlıyor. Sanırım Fransızlar kişisel gelişim tarzında romanlar okumayı seviyorlar çünkü çevrilen kitaplar genellikle bestseller olanlar. Yillaaarrr önce yine bu tarz Fransizca'dan çevrilmiş bir roman okumuştum (Tanrı Tebdil-i Mekan Gezer miydi ,neydi tam
Kendimi Kaybettiğim Yerde Buldum
Kendimi Kaybettiğim Yerde BuldumVeronique Maciejak · Yan Pasaj · 2022314 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
Hangi coğrafyada yaşarsan yaşa kadın olmak zor. Okula gönderilmeyen, küçük yasta evlendirilen ya da eve para getirmesi için çalıştırılan kadınlar her yerde ve hala yasamaya tüm bunlarla mücadele etmeye çalışıyorlar. Hikayemiz bu sefer Hindistan'da geçiyor.Hindistan'da çok katı bir kast sistemi var. Hele Dalit denilen bir sınıf var ki en
Uçurtma
UçurtmaLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 2023545 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Mutluluk anlamına gelen Glück bir ilk roman. Romanın vermek istediği mesaj çok net:Mutluluk için para,pul şart mi? Bunlar karşılandıktan sonra mutluluk devamlı hale gelir mi? Mutluluk için önyargılardan uzak,ötekileştirmeden, insanları din ,dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan sevebilsek yeterli gelmez mi? Roman bu sorulara cevap arayan bir kurgudan oluşuyor. 10 yıl önce daha on yedi yaşındayken hapse düşen Nur salıverildikten sonra kimsesiz,yersiz yurtsuz ortada kalıverir.Bir tesadüf sonucu kapısından girdiği "Glück" hayatını değiştirir. Romanda tüm bunların yanı sıra sosyal birtakım problemlere de değinilmeden geçilmemiş. Nedense ve neredeyse bütün okulların imam hatip okullarına çevrilmesi, aile icinde pek konuşulmayan geçmiş dönem (Ermeni sorunu)meselesi, kadına şiddet, 6284 sayılı yasanın kaldırılması, farklı cinsel yönelimler ve bunlara bakış açısı....gibi. Acaba tüm bu sorunlara daha objektif bakabilseydik ,bize daha objektif bakabilselerdi daha mutlu olmaz mıydık??? Şimdi gelelim bazı eksiklere... Kitabın son okuması iyi yapılmamış ya da hiç yapılmamış. Çok fazla anlatım bozuklugu vardı. Özellikle sözcüğün cümle içinde yanlış yerde kullanılmasından ya da yanlış sözcük kullanılmasından kaynaklı... Yazım yanlışları vardı bazı yerlerde. Basım hatası da olabilir. Eğer bu eksiklikler de düzeltilirse konu olarak güzel bir kitap. Ilk elin günahı olmaz diyelim:)))) Kitabın kapağını da çok beğendim bi arada. Okuyun....
Glück
GlückMelek Çıkar · Cenevre Fikir Sanat · 20241 okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
Servet-i Fünun dönemi bağımsız yazarlarından ve ilk naturalistlerinden Hüseyın Rahmi Gürpınar mizahi bir dille bayağı bayağı siyasi ortamı ve özellikle Enver Paşa'yı eleştirmiş bu minicik romanında. Sarıkamış 'ta ölüme yolladığı gencecik canlar için ağıt yakmış romanın sonunda. Bu sefer biraz tersten başladım romanı yorumlamaya. Zira o dönemde olaylara bu kadar eleştirel yaklaşmak için yürek lazımdı. Bu da Gürpınar'ın kendisinde ziyadesiyle mevcutmuş. Roman iki Ermeni iplikcinin orta oyununu aratmayan replikleriyle başlıyor. Bu kısımlar çok komik ve eğlenceli. Hem şiir hem de şarkı dünyasına eğlenceli göndermeleri var. Aslında burada Hüseyin Rahmi'nin iç sesini duyarız. Daha sonra Ebulfazl Enveri ile birlikte romandaki asıl konu başlar. Enveri sihir, büyü ile uğraşan bir zattır. Okuduğu bir büyü kitabında Binbirdirek'te iki melekle karşılaşacağı ve onların sayesinde emellerine ulaşacağı yazar. Binbirdirek'te sırf daha serin diye iplik egiren Agop Ve Kirkor 'u iki melek zanneder ve onlara iş teklif eder.Paraya ihtiyacı olan iki Ermeni'de teklifi kabul eder ancak asıl sorun bu değil;Enveri'nin kızını isteyen damat adayıdır. Yazar romanda batıl itikadlarin pençesine düşmüş, bilimden uzaklaşmış kişileri toplumcu gerçekçi bir bakış acısıyla eleştirir. Eserleri defalarca filme çekilen, örgü örmeyi çok seven,bol kadınlı bir evde büyüyen, sokağın -mahallenin dilini çok iyi bilen yazarımızı okuyun. Bir demlik zaten...
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
913 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.