Nacan

Sabitlenmiş gönderi
Hiçbir şey. Var olmuş.
Çevreme kaygılı gözlerle baktım, şimdiden başka bir şey yoktu. Şimdinin gerçek özü kendini açığa vuruyordu: Şimdi var olandı, şimdi olmayan hiçbir şey var değildi. Geçmiş var olan bir şey değildi. Hem de hiç. Ne eşyada ne de düşüncemde. Kendi geçmişimin benden kaçtığının çok uzun zamandan beri farkındaydım. Ama önceleri ulaşamayacağım bir yerde olduğuna inanıyordum. Benim gözümde geçmiş bir tür emeklilikti sadece: Bir başka var olma biçimi, bir tatil ve hareketsizlik haliydi. Rolünü oynayan her olay, usulca bir kutunun içine çekiliyor ve bir fahri olaya dönüşüyordu: Hiçliği düşünmek bu kadar zordur işte. Artık biliyorum: Şeyler göründükleri gibi, onların ardında... hiçbir şey yok.
Bulantı
Bulantı
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Reklam
Nacan tekrar paylaştı.
“Yorulmuşum. Hiçbir şey yapmadan yorulmuşum. Kafam yoruldu, kafam…”
Sayfa 125 - (e-kitap)Kitabı okudu
Kendi ruhumdan da bıktım
Sizden de, ruhunuzdan da bıktım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Erkel, kafasında kendine ait tek bir düşünce bulunmayan, buna karşılık kafası boyun eğdiği kişilerin düşünceleriyle dolu"küçük aptal"lardandı.
Reklam
Bir karar veriyor, sonra bundan cayıyor, kararsızlık içinde bocalayıp durduğu için kendine kızıyor ve tasarladıklarının hiçbiriyle hiçbir şey elde edemeyeceğini sezmek onu kahrediyordu.
Dinleyin, bunu size daha önce de söyledim: Hayatımı tek bir saatte feda ettim ve içim rahat. Siz de aynı şeyi yapın... ama niye böyle yapasınız ki siz? Sizin durumunuz farklı: Önünüzde daha ne "saatler", ne "anlar" var sizin!
Yine de bir skandala susamışlığın ötesinde, daha ciddi bir durum söz konusu gibiydi: Genel bir gerginlik, hatta nefrete varan bir öfke duygusu egemendi; herkes her şeyden bıkıp usanmıştı sanki. Genel bir arsızlık, zorlama denebilecek bir şekilde yoldan çıkmışlık, ahlak kurallarına boş vermişlik egemendi.
... ne yapacağını bilmeden, ama kesinlikle bir şey yapacağını bilerek, bunu bütün varlığıyla hissederek olduğu yerde öylece duruyordu.
... yüreğinde müthiş bir ağırlık, ruhunda kör, sağır bir umutsuzluk, uyumadan, düşünmeden iki saat yattı.
Reklam
Ama şimdiki durumda bir iki kuşağın sefih bir yaşam sürmesi gerekiyor: İnsanı korkak, acımasız, kendini seven bir çamura dönüştürecek, değer ölçülerinin hiçe sayıldığı, en aşağılık cinsinden sefih bir yaşam gerekli bize. Onları buna alıştırmak için, bu noktada biraz "taze kan" da gerekebilir.
Şigalyovculuk tanıdık geldi mi?
Eğitime de, bilime de gerek yok! Bilim hiç olmasa, eldeki malzeme bin yıl yeter; ama boyun eğme öğretilmeli. Dünyada eksikliği duyulan şey bu: Boyun eğme. Eğitim açlığı aristoratik bir duygudur. Birazcık aile, birazcık aşk... derken alın size özel mülkiyet arzusu! Bütün bu arzuları bastırıp yok edeceğiz; buna karşılık sarhoşluk, dedikodu, muhbirlik teşvik edilecek... sonuçta eşi benzeri görülmemiş bir sefahate yuvarlanacak toplum; deha daha kundaktayken yok edilecek. Her şey aynı paydada eşitlenecek. ... Tam bir boyun eğiş, tam bir kişiliksizleme.
Despot olmamak ellerinde değildir bunların, neden oldukları ahlaksızlık, her zaman sağladıkları yarardan daha çok olmuştur...
Hangi şeytan için gerekli oldum ben size?
gece ıslak caddede kaç defa söyledim kendi kendime "acaba hayat gölgelerimizin içini mi renklendiriyor yoksa biz gölgelerimizin gölgesi miyiz?" karanlığın dalgalarında etrafımda gezinip duran ey şaşkın ruhlar gölgem nerede? "yalnızlık korkusunun ışıkları parlıyor billur sesimin suskunluğunda" gölgem nerede?
-gölgeler dünyası-
gece ıslak caddede sessizliğinde hoş kokulu toprağın sabırsızca birbirine sarılıyordu gölgelerimiz dün geceki çiy şarabından sarhoş çiçekler gibi firardalardı sanki bizden duydukları acıyla hiç söylemediğimiz şarkıları yüreklerimizin sessizliğinde öfkeyle söylediğimiz şarkıları şevkle fısıldayarak söylüyorlardı lâkin gölgelerden uzakta âşıkların hikâyelerinden bir ayrılıp bir birleşmelerinden habersiz yorgun varlıklarımız kendi durağanlıklarında şekil veriyorlar hayata
613 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.