Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mısra Mısra

Mısra Mısra
@MisraMisra
ben tarafsız değilim açık seçik taraf tutuyorum yobazlığa karşıyım ırkçılığa karşıyım gericiliğe karşıyım insanların sömürülmesine ve savaşa karşıyım sosyalizmden sevgiden kardeşlikten aydınlıktan yanayım Mina Urgan
Antalya, 1980
584 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
NE ÇIKAR ATEŞ BÖCEĞİ SANSALAR BİZİ... Düşünüyorum da, Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, Naif yönlerimizin keşfedilmesi, Cesaretsizliğimizin anlaşılması, Korkularımızın paylaşılması, Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ve
Reklam
En çok, af ya da bir başka yolla çıkışını düşünmek hoşuna gidiyordu. Hiç ummadıkları anda af olmuş. Açılmış kapılar, millet sevdiklerine kavuşmuş. O da çıkıyor. Kapıda gözyaşlarıyla bekleyen Fatmasının tombul, beyaz elini eline alıyor, "Sus," diyor, "ağlama. Bak, çıktum.
Sayfa 87 - Everest Yayınları / 19. Baskı
Toklukla birlikte 72. Koğuş'a edep, haya, ar, namus da girmişti.
Sayfa 72 - Everest Yayınları / 19. Baskı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Her zaman tok olmak ne iyi!" "İnsan rahatça uyuyor... " "Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. Ya uçurumdan yuvarlanırım, ya kolumu aslan, kaplan koparır, ya yılan sokar."
Sayfa 50 - Everest Yayınları / 19. Baskı
Bunlar Allah'ın cebinden peygamberi çalarlar. Bir kere alıştırdın mı bitti. Sendeki yürek zaten muhallebi, boyunlarını büktüler de başladılar mı ağlamaya dayanamazsın. Brak, Allah'ın acımadığına sen mi acıyacaksın ?
Sayfa 23 - Everest Yayınları / 19. Baskı
Reklam
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde Buluşmak seninle bir akşam üstü Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi Sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Bir orman, bir gece kar altındayken Çocuksu, uçarı koşmak seninle Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek Sığınmak ellerine, sığınmak bir gece vakti Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken Bir kenti böylece bırakıp gitmek İçinde bin kaygı, binbir soruyla Bitmemiş bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi Sığınmak şarkılara, bir ömür boyu Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Sayfa 40 - Doğan Kitap / 1. Baskı
Akay

Akay

@akay_tr
·
21 Mayıs 18:47
Ölüm acısını zamandan başka iyileştirecek bir derman otu bilmiyorlardı. Zaman dedikleri, varılmaz diyarlarda göve­ren bir ottu, kokusu toprağı tutar, göğü sarardı. Kimse bil­mese de gizli bir rüzgar onu bütün hayatların ruhuna yayar­dı
"Vatanın kurtulması mı daha önemli, çocukların iyileşmesi mi, sen söyleyiver!" dedim. "İkisi de önemli," dedi annem. "Nasıl ki vatansız çocuk olmazsa, çocuksuz da vatan olmaz. İkisi de önemli, ikisine de sevin, sevinmek parayla mı?"
Sayfa 95 - Kronik Kitap / 4. Baski
"29 Ağustos 1526 tarihindeki Mohaç zaferi Avrupa tarihinin değiştiği bir olay, Türklerin imparatorluğunun zirve noktası olarak kabul edilebilir. Yaklaşık 400 yıl sonra, 30 Ağustos 1922'deki Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nde kazanılan zaferse, Türklerin Küçük Asya'daki anavatanlarını savunmalarının zaferidir ve beklenen bir başarıdır. Hatta şunu da ifade edebiliriz; 26 Ağustos 1071 Türklerin Anadolu'ya giriş tarihidir; 26 Ağustos 1922 ise Anadolu'dan asla çıkmayacağımızın belgesidir." İlber Ortaylı
Sayfa 89 - Kronik Kitap / 4. Baski
"Kütahya-Eskişehir yenilgisinden sonra, n bütün birlikler yeni ricat düzeniyle Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmişti. Yunan ilerlemesinin burada karşılanması uygun görüldü. Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki strateji, daha gevşek olan Yunan güney hattına gizlice yönelmekten ve kuvvetleri süratle yığmaktan geçiyordu. 23 Ağustos ile 13 Eylül arası, yani 22 gün 22 gece süren savaş 900 yıllık Türkiye tarihi açısından en kanlı ve en inatçı direnişti. 100 kilometre genişliğindeki cephede atılan topların sedası yer yer Ankara'dan bile duyuluyordu. Ancak TBMM ordusunun sayıca tek üstünlüğü olan süvari kuvvetlerinin süratli ve ani hareketi çok kısa sürede Yunanların gerilemelerine neden oldu. 11. ve 12. yüzyıllardaki fatihlerin torunları ana yurdu savunmayı da bilmişti. Mühimmat ve teçhizat sıkıntısı içindeki Meclis Hükümeti bu zaferle kendine geldi." İlber Ortaylı
Sayfa 67 - Kronik Kitap / 4. Baski
Reklam
Ben evde ne istesem annem "Hele savaş bitsin" diyordu. Ben de yapacağım her şey için "Hele savaş bitsin" diyordum. Ama Mustafa Kemal öyle değildi, yapacakları için hiçbir zaman savaşın bitmesini beklemiyordu.
Sayfa 63 - Kronik Kitap / 4. Baski
4.525 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.