Yaktığın Türklük ateşi, yıllar geçse de sönmeyecek ! Fikirlerinle, gösterdiğin yolda yürüyen, tıpkı senin gibi “Türk için , Türk’e göre” yaşayan gençler olarak her daim seni bileceğiz, seni anacağız Ulu Başbuğ !
Sevda gibi bir kutlu emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Öyle bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...
Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan
kaçamazsın...
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.
Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.
Yırtıcılar az yaşar... Uzun sürmez doğanlık...
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Adsız şansız olsa da, en büyük kahramanlık;
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Bunun için ölüme bir atılış gerekir.
Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir
Subay.
Hayat ve rahatın hiç düşünülmemesi icap ettiğinde , hayatını feda etmeyi bilen.
Şartlar ne olursa olsun, ne kadar yorulursam yorulayım Türk milletine son nefesime kadar hizmet edeceğim ve bu uğurda yaşayacağım.
Hayatımda içtiğim en güzel çaydı…