Okuması görünüşünden daha ağır olan, aldığı adı ne kadar hakkettiğini her sayfada hissettiğimiz bir başyapıt. Bir hayat özeti gibi belki de bir hayat. Okurken bolca sigara molası verdirdiği doğrudur. İçinde barındırdığı düşünceler bir o kadar yoruyor, karamsarlaştırıyor, uzun süre boşluğa bakmakla sonuçlanıyor ve hayatı anlamanın ne demek olduğunu satır satır içimize işliyor. O kadar çok yerin altını çizerken buldum ki kendimi, en sonunda kitabın ben olduğuma ikna oldum. Sonra da sorunun bende olmadığına, dünyanın böyle olduğuna ikna olarak kapattım.
Tespitlerinin karşısında şapka çıkarmamak imkansız. Bu adamı herkesin tanıması, okuması ve iyice anlaması gerektiğini düşünüyorum. Pessoa kitabında “isterim ki bu kitabı okuyunca, şehvetli bir kabus görmüş gibi olun.” der. benim üzerimde tam olarak bu etkiyi bırakan bir kitaptır. Gerçekten huzursuz hissettirebilen Fernando Pessoa olduğum şeyle olmadığım şey arasındakİ o boşlukta beni buldu. Huzursuzluğu anlık olarak kamçılarken süreç olarak huzur verdi. İç sesininizmiş gibi gelmesi de cabası.
Ben çok sevdim. İyi ki dediğim kitaplardan biri oldu. İyi ki benimle..