Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

⋆ Homosnapiens ⋆

416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Toplum çökmüş. Hastalık her yerde ve en kötüsü ne bir tedavi ne de elle tutulur bir çözüm var. İnsanlığın tek umudu ise, bir grup acıkmış çocuğu -hastalığı kapmış olmalarına rağmen hala düşünebilen, fikir üretebilen ve hissedebilen çocuklar. İnsan kokusu aldıklarında deliye dönüp saldırmaya başlayan, kan kokusuyla gözleri dönen, ancak hala
Tüm Sırların Sahibi Kız
Tüm Sırların Sahibi KızMike Carey · Pegasus Yayınları · 201697 okunma
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hiçbir hikaye ölmeye değmez!
En sevdiğiniz kitabı düşünün. Harry Potter, Damızlık Kızın Öyküsü, Yüzüklerin Efendisi, Açlık Oyunları... Hepimiz kendimizi o karakterlerin yerine koyup neler yapabileceğimizi hayal etmişizdir, değil mi? Peki ya gerçekten o dünyanın içine girseydik ne olurdu? Bu bir rüya mı olurdu yoksa kâbus mu? Voldemort ile yüzleşmek, arenada ölümüne savaşmak, teokratik rejimde hayatta kalmak için çabalamak, Sauron'dan kaçmak... tüm bunlar gerçek hayatta olsaydı hiç de eğlenceli olmazdı, değil mi? Darağacı Dansı da bununla ilgili işte. Ana karakterimiz Violet, Darağacı Dansı isimli en sevdiği kitaba takıntılı bir kız ve arkadaşları da öyle. Ancak bu da ne? Bir anda comic-con'da iken bir başka an kendini korkunç bir sahnede bulur; bir grup insan sırf başkaları öyle istedi diye asılacaklardır. Bu dünyada insanlar Impler ve Gemler olarak ikiye ayrılmakta: İstediklerini yapabilen güzel görünümlü ve sağlıklı insanlar ve onların dediklerini yapmak zorunda kalan kusurlu, maymun diye anılan geri kalanlar... Violet ve arkadaşları ne yapmalıdır? Eve nasıl dönebileceklerdir? Ve şimdi ana karakter Rose öldüğüne göre hikaye nasıl kendi mutlu sonuna sahip olacaktır? Gerçekten ilginç ve eğlenceli bir romandı. Tam her şeyi çözdüm derken 'Ah! Kötü adam o değil de bu muymuş?' dedirtti sürekli. Bitirene kadar elimden bırakamadım.
Darağacı Dansı
Darağacı DansıAnna Day · Yabancı Yayınevi · 2019825 okunma
488 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kolonileri insanlar tarafından yıkıldıktan sonra hayatta kalıp kendilerine yeni bir yuva bulmaya çalışan bir grup tavşanın hikayesini anlatıyor Watership Tepesi. Tıpkı bizler gibi kendi dinlerine sahip olmakla birlikte kölelik, işkence, uzun bir yolculuk ve savaş gibi pek çok sorunla baş etmeye çalışıyor bu tavşanlar. Avcılarla başları zaten dertteyken bir de birbirlerini düşman olarak görmeye başlayınca işler iyice zorlaşıyor ancak pes etmeye hiç niyetleri yok çünkü hayatta kalmaları buna bağlı! Tabi bir yandan onların peygamberi sayılan Bin Düşmanlı Prens'i de unutmamak gerek. Lord Frith'e karşı gelip kurnazlığı ve hızıyla kendini ve kendi ırkını sürekli derde sokup kurtaran kara tavşanın maceralarını ve haylazlıklarını da dinlemek bir o kadar ilginçti. Heyecan dolu, enteresan ve akıcı bir romandı bana göre. Hayvanların bakış açısından anlatılan güzel bir hikaye.
Watership Tepesi
Watership TepesiRichard Adams · Epsilon Yayınları · 2019188 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
225 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
"Her şey bitti, Paul!"
“Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece.” diyor Erich Maria Remarque kitabına başlamadan önce. Daha yirmisinde genç bir askerin gözlerinden anlatıyor savaşı kitap. Kopan uzuvlar, kurşun yaraları, patlayan bombalar, etrafında ölen askerler ve hayatta kalmak için çabalayan diğerleri, diğer yandan da biraz olsun huzur bulmak için sanki tüm bunlar korkunç değilmiş gibi kendilerini kandırmaya çalışıyorlar çünkü bunu yapmazlarsa hayatta kalma isteğini içlerinde bulamayacaklar... Savaşın korkunç yüzünü gösteriyor bir yandan, diğer yandan da hayatta kalsan bile artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlatıyor. Her savaşla birlikte bir nesil ölüyor, ruhları bozuluyor ve artık kendileri olmaktan çıkıyorlar -Hayatta kalmayı öğreniyorlar ama onun için karşılığında bir boşluğa düşüveriyorlar, ne yapacaklarını şaşırmışlar. En kötüsü de bunu düzeltmenin bir yolu yok onlar için. Gerçekten de yürek burkan bir romandı. Elimden bırakamadım ve bitirdikten sonra bir süre boşlukta kaldım.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey YokErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20223,293 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Gençliğimdeki bana rastlayabilsem, acaba tanıyabilir miyim?
Byıonğsu Gim, 20 sene öncesine ait bir seri katildir ve emeklilik yıllarını normal bir vatandaş olarak geçirmeye karar vermiş bir adam. Ancak zamanla anılarının giderek silikleşmeye başladığını fark ettiğinde onun için önemli olan konuları unutmamak adına bir günlük tutmaya karar verir. Ancak tam da bu korkunç hastalığa yakalandığı sırada kızı Inhi'ye zarar verebileceğini düşündüğü bir başka katille yüzleşmek zorunda kalır... Yüzde yüz doğru bildiğiniz, doğruluğundan hiç şüphe etmeyeceğiniz şeylerin aslında tamamen bambaşka bir gerçeklik olduğunu fark etmek nasıl bir şey olurdu? Bir insan, kendi zihnine bile güvenemez duruma geldiğinde ne yapabilirdi? İşte Byıonğsu Gim'in yaşadığı durum da tam olarak buydu. İyi ve kötü, gerçek ve hayal, yaşam ve ölüm... yazar, anti-kahramanımızın bulanık zihninde gezdiriyor bizi ve ne biz ne de karakterimiz neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamıyor, emin olamıyoruz. Son ana kadar elinizde bırakamıyorsunuz kitabı. Gerçekten de nefes kesici, ters köşeyle biten ve hayrete düşüren bir eser.
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 20213,792 okunma
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Oldukça mutlu ve huzur dolu bir ülkeymiş Kornikopya. Ancak ülkenin Kralı, 'Korkusuz' Fred, oldukça kendini beğenmiş bir adammış ve kendini iyi göstermek için ne olsa yaparmış. Kral, dostu sandığı iki lord tarafından kandırılıp oluşan yalanlar dağı ile gözleri olanlara karşı perdelenirken giderek fakirleşen ve korku içinde kalan halkın
Ickabog
IckabogJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20211,304 okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
İspanyol çoban Santiago'nun rüyasında hazine bulduğunu gördükten sonra Mısır'a doğru olan yolculuğunu anlatan bir hikaye bu. Daha çok şey görebilmek, ufkunu genişletebilmek için çoban olmaya karar veren genç, yer yer gezip koyunlarını güderken, bir gün gerçekleştirebileceği daha büyük bir amaç ve dünyada keşfedebileceği daha çok şey olduğunu anlıyor böylece. Kendi kaderini gerçekleştirmek için bir yolculuğun hikayesi yani. Yol boyunca bir kral, bir tüccar, bir İngiliz, bir çöl kadını ve bir simyacı gibi pek çok kişiyle tanışıp, pek çok farklı şey öğreniyor delikanlı. Arzuladığı hazineye doğru ilerlerken kendi benliği ve hayatın kendisi hakkında yeni şeyler keşfediyor Santiago. Bazı insanlar arzusunu gerçekleştirdikten sonra boşluğa kapılmaktan korktuklarından sadece düşlerinde görmekle yetinirler. Bazıları ise içlerindeki o sesi bastırıp hayatlarına devam ederler. Bazıları da yolun yarısında vazgeçip, 'Devam etseydim ne olurdu acaba?' sorusuyla devam ederler yaşamlarına. Gerçekten arzuladığı şeyi elde eden kişi çok azdır. Evrenin dili, kişisel menkıbe, evren işaretleri, sözcüklerin ötesinde bir dil... Evrende her şey bir bütündür diyor yazarımız. Hayallerinizi takip edin, yaşanan zorluklar buna engel değildir, başarısızlıktan korkmayın, kalbinizin sesini dinleyin ve vizyonunuzu açık tutun diyor bize. Yani hem masal tadında hem de felsefi, oldukça güzel bir romandı bana göre.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208bin okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Oldukça sıkı ve disiplinli bir eğitim veren Welton Akademisi'ne yeni bir edebiyat öğretmeninin gelmesiyle öğrencilere dayatılan bağnaz fikirlerin nasıl yavaş yavaş ortadan kalktığını okuyoruz bu kitapta. 'Düzgün' bir yaşam için belli başlı gruplara ayrılmış işlere girmek adına sürekli bir at gibi çalışan bu çocuklar için 'anı yaşamak' ne anlama geliyor? Çevremiz tarafından-öğretmen ve ailelerimiz mesela- belirlenmiş yolda ilerlerken ne kadar mutluyuz ya da mutlu olacağız acaba? Akıcı ve kısa sürede hikayenin içine çeken kitap Ölü Ozanlar Derneği. Yüreğimizden geçen, arzuladığımız şeyleri hiç yapmazsak yaşamış olur muyuz cidden? Tabii, sırf kalbimizin sesini dinlemek başarılı olacağımız anlamına gelmese de, 'en azından denemiş oldum' demek daha iyi değil midir? Okurken Bay Keating'in derslerine ve "anı yaşa" felsefesini çok sevdim (eminim hepimizin hayatımızın bir döneminde olsaydı diyeceğimiz bir öğretmendi). Dili olsun, anlatmak istenileni olsun, aradaki şiirleri ile olsun, büyüğünden küçüğüne, hepimizin kendimize bir şeyler katabileceği bir kitap bence. "Kişi eğer kendine güvenle hayallerinin peşinden giderse beklenmedik bir başarıya ulaşacaktır."
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,4bin okunma
107 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Kalbi donmuş bir şekilde doğan bir bebek, Jack. Mucizevi bir şekilde, kalbine saat takılarak, hayata tutunmayı başaran bu oğlanın yaşamaya devam edebilmesi için uyması gereken tek bir önemli kural var: Duygusallıktan uzak olmak. Ancak bir insan aşık olduğunda duygusallıktan ne kadar uzak olabilir? İşte bu, Jack'in kalbinin nasıl da çetin bir sınavdan geçtiğinin öyküsü. Gotik ve modern bir masal. Konu bakımından ilginç ve biraz da 'steampunk' temasında. Bir ilk aşk hikayesi. Masum bir şekilde başlayan ve giderek olgunlaşan bir sevgi. Ana karakterimiz bütün gücüyle sevdiği birini yanında tutmanın ne denli karmaşık olabileceğini öğreniyor. Arzu, korku ve şüpheyle yarışıyor. Oldukça acı-tatlı, masal tadında bir kitaptı.
Mekanik Kalp
Mekanik KalpMathias Malzieu · Dex Yayınevi · 2011100 okunma
73 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitapta, Profesör Smith isimli ancak Granser olarak da tanınan yaşlı bir adam torunlarına 60 yıl önce yaşanmış olan Kızıl Veba hastalığı ile insnaların nasıl kolayca ölüp gittiğini, bu kadar kısa sürede medeniyetin nasıl çöktüğünü ve ilkel döneme dönmüşün nasıl gerçekleştiğini basit bir dille anlatıyor. Hastalık ise şöyle: Kızıl Veba'ya yakalanan insanlar ilk başta kalp atışında hızlanma ve yüksek ateşle karşılaşmışlar. Sonra vücutlarında spazmlar gerçekleşmiş ve yüzleri kızıla dönmeye başlamış. Son olarak ayaklarından başlayarak hissizleşen vücut en sonunda kalbe gidip atışını durdurarak hastaları öldürmüş. Ve tüm bunlar tam on beş dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşmiş. Cesetler o kadar hızlı çürüyormuş ki hastalık da bu yüzden bir o kadar hızlı yayılmış. Bilinmeyen bir virüsün yarattığı korku, umutsuzluk yüzünden yaşanan panik, bir toplumun çöküşü... Bir yandan birbirlerine yardım etmek için hayatlarını riske atan insanlarla birlikte, kendi bencillikleri için diğerlerinin canını hiçe sayan insan müsveddeleri. Ve son olarak, kaçınılmaz ilkelleşme. Gerçekten de çok güzel bir romandı. Bu dönemi göz önüne alınca, beni bayağı bir etkilediğini söylemeliyim. Hatta korkutmadı desem yalan olurdu. Yazar, gerçekten de dört dörtlük yazmış, konuyu çok iyi işlemiş bence.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,8bin okunma
Reklam
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Adem'den Önce isimli bu kitapta ana karakterimiz bize düşlerini anlatıyor. Avcı-toplayıcı zamanına ait, bir zamanlar yaşamış olduğuna inandığı o eski, yitmiş dünyadan kalma sahneleri kelimeleriyle aklımızda canlandırmaya çalışıyor. Vahşi hayvanlar, doğanın kendisi, ilkel dostluk ve düşmanlıklar, yaşamdan deneyimler... Irksal bir anı, tıpkı hepimizin yüksekten düşüp uyanmamıza sebep olan rüyalarımız gibi. Küçüklüğünden beridir bir parçası olduğunu hissettiği, beyninin ona oyun oynadığı bu düşler en sonunda ana karakterimizin üniversiteye girip evrim kuramlarını, 'tohum plazması' gibi konuları öğrenip araştırması ile bir anlam kazanıyor ve kendisi de bize bunları, rüyaları ile açıklayıveriyor. Yani tüm kitap boyunca orman halkına ait, anı yaşayan ve plan yapmayan bir varlığın yaşamını okuyoruz kısaca. Yavaş yavaş yok oluşa uğramış bir 'insan-maymun' türüne ait, birlikte yaşayan bir kabileden birinin anıları... Merak uyandırıcı, kısa sürede okunacak çok güzel bir romandı bana göre.
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Can Yayınları · 201918,8bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Doktor March'ın Dört Oğlu isimli bu romanda bir katil ile onun sırrını keşfeden genç bir kız olmak üzere onlara ait olan iki günlük üzerinden ilerliyor. Bir hanımefendi, çalıştığı adamın birbiriyle aynı ama bir o kadar da farklı olan dört oğlu arasında katilin kim olduğunu anlayabilecek mi? Soğuk kanlı bir katil işlediği cinayetleri, düşüncelerini ve yaşamını kendi günlüğüne yazarken hizmetçi ise kendisininkine kendi duygularını, düşüncelerini ve yaşadıklarını yazıyor. Birbirinden kötü iki insan. Acaba ilk yakalanan kim olacak? Son ana kadar katilin kim olduğunu öğrenmeyi, Jeanie'ye neler olacağını sabırsızlıkla bekledim. Oldukça merak uyandırıcı, harika bir polisiye romandı.
Doktor March'ın Dört Oğlu
Doktor March'ın Dört OğluBrigitte Aubert · Metis Yayınları · 2011553 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Beklenmeyen bir savaş sonucu tanışan iki çocuğun hikayesi. Kargaşadan kaçmaya çalışırlarken birbirlerini bulan kurbanlar. Ne güvenebilecekleri bir yetişkine ne de başka bir şeye sahip olan bu iki yabancı, birlikte kalıp tüm umutlarını buna bağlayarak yürümeye karar verirler. Ancak bu iki küçük çocuk yalnız başlarına ne kadar süre dayanabilirler?
수평선 1
수평선 1Ji-Hoon Jeong · Jaedam Books · 201628 okunma
217 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Pastafaryanların kutsal emaneti olan Uçan Spagetti Canavarı'nın Kutsal Kitabı adlı bu eserde yaratıcımız ve onun dini hakkında bilgi alıyoruz. Ancak korkmayın, bu kitabı istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz çünkü kendisi sizin dininizle pek ilgilenmez, tabii inanacak olursanız da Cennette bira volkanları ve seksi striptizcilerle bekliyor olacaktır sizleri. Pastafaryanlar açık görüşlü ve dogmayı reddeden insanlardan oluşur ve tartışmaya da her türlü açıklardır. Şaka bir yana, Bobby Henderson kendi kafasından oluşturduğu yeni bir dinle ironi yaparak dinleri, Tanrıyı ve kitabını, peygamberleri, bilimi ve evrim teorisi gibi konuları mizah yoluyla eleştirmiş. Oldukça ilginç bir çalışma olmuş. Keyifli bir eserdi, yazar tezini savunmak için inanılmaz yollara başvurmuş.
Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı
Uçan Spagetti Canavarının Kutsal KitabıBobby Henderson · Altıkırkbeş Basın Yayın · 2017308 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Jane Austen bu romanında 19. yüzyılın İngiltere'sinde geçen soylu kesimden gelen ailelerin yaşamlarını anlatıyor. Orta sınıf bir aile olan Bennet ailesinin evlenme yaşı gelen kızları nasiplerini aramaktadırlar. Ancak bu öyle kolay bir iş değildir çünkü iyi bir durumda olmalarına rağmen zenginler zenginlerle, fakirler fakirlerle birlikte
Aşk ve Gurur
Aşk ve GururJane Austen · Martı Yayınları · 201776,4bin okunma
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Erik Ağacı, bir aşk hikayesi olmakla birlikte aynı zamanda bir savaşın hikayesi de. Bir yandan genç bir bir kız ile oğlanın ilişkisini; diğer yandan ise İkinci Dünya Savaşı sırasında, Hitler'in yönetimi ele geçirmesi ile birlikte yavaş yavaş büyük bir ızdıraba doğru sürüklenen insanların acı durumunu görüyoruz. Hepimiz Naziler, Hitler, II. Dünya Savaşı, toplama kampları ve Yahudilerin katlanmak zorunda kaldığı o korkunç şeyleri az da olsa biliyoruzdur ancak bu kitapta bunu derinlemesine kurgulamış olan yazarımız tüm bu korkunç olayları genç bir Alman kızın açısından anlatıyor bizlere. Hiçbir şeyden haberi olmayan halk kafalarına düşen bombalardan kaçmaya çalışırken sefalete doğru sürükleniyor, Yahudilerin ise insan hakları ellerinden alınırken kendi ölümlerine doğru ilerliyorlar. Ağzını açan kim olursa olsun ağır ceza alıyor, yönetime geçmiş olan kişiler güçlerini kendi pis çıkarları için kullanıyor... İstemediği halde Alman halkı ikiye bölünmüş bir halde hem Almanya hem de Müttefik Devletlere karşı bir hayatta kalma çabasında. Ve bu iki taraf da çırpınıp dururken kendilerini umursamayan bu savaşın son bulması için dua ediyor. Hikaye gerçekten de çok etkileyiciydi. Savaş, ölüm, korku, sefalet ve hayatta kalma çabaları ile birlikte sevgi, sadakat ve değer verdiklerini korumak için elinden geleni yapmak, onlara destek olmak gibi harika yerlere de dokunmuş. Harika kurgusu, zengin betimlemeleriyle nefes kesen, acı-tatlı bir eserdi.
Erik Ağacı
Erik AğacıEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20162,983 okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Din, dil, ırk ve daha nice ayrımcılıklar kadar zararlı bir hastalık yoktur yeryüzünde. Bunu çocuklara açıklayamazsınız da. Zaten açıklanabilecek ne yeri vardır ki saçmalık olması dışında? Tamamen cehalet ve nefretten çıkma bir şey değil de nedir? Çocukların dünyasında yeri yoktur bunun, anlamsızdır çünkü... Berlin'de oldukça iyi bir hayat
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,3bin okunma
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Katil olduğunu bildiğiniz biriyle yaşamak nasıl bir şey olurdu? Jin Seon, nereye giderse gitsin hep sessiz ve fark edilmeyen bir oğlan. 'Ezik' olarak da bilinecek bir tip olarak - hiçbir yaşıtına yaklaşmazken - bir de ona zorbalık eden bir gruba sahip. Ancak bu popüler olmayan ve sevilmeyen çocuk diğerlerinin anlayamayacağı, çok büyük bir sırra sahip; dışarıdan oldukça sevgi dolu gibi görünen babası aslında soğuk kanlı bir katil. Bastırılmış anılar, tedavi görmemiş travmalar, depresyon, stres... Ana karakterimiz Jin bir yandan hayatta kalmaya çalışıp diğer yandan okulunu bitirmeye çalışırken uzun zamandır ona ilk defa gerçek anlamda ilgi ve nezaket göstermiş olan Kyun isimle gence hisler beslemeye başlıyor. Ancak babasının dikkati kıza kesilince işler değişiyor... Uzun zamandır kabuğuna çekilmiş ve her şeyi oluruna bırakmış olan Jin Seon artık harekete geçmek zorunda. Bu çizgi-romanda aşk, hayattan kesitler ve psikolojik korku ögeleri çok iyi bir şekilde harmanlanıp bize sunulmuş. Göz doyuran çizimlerle devam ederken her bölümde nefes kesen olaylarıyla bağımlılık yapan bir çalışma. Hikayenin gidişatı ve 'Hayda, ne oldu şimdi ya?' dedirten ters köşeleri ile muhteşemdi. Uzun zamandır okuduğum en iyi serilerden biri diyebilirim.
Bastard - Vol 1
Bastard - Vol 1Kim Carnby · Sodam Yayınevi · 201758 okunma