Eşine 28 yıldır aşkla yoldaş
iki Oğluna arkadaş
sahipsiz bırakılmış küçük bir Kıza
hem yoldaş hem arkadaş
kendi halinde gelişime aç bir babayım ben.
#37650468#236090965
E.G.M
Önlisans
Satırlarınaltınıçizerekokuyangillerden. Takip edip, benim de takip ettiğimi görüp, takipten çıkan kişileri sessize alıyorum. Takipçi sayısını sıfıra düşüren şişik egolu insanları ise engelliyorum.
"Anlasana Hülya, eşeğimi evvela kaybedip sonra bulmam boşuna değil. Hatamı fark etmem, telafi etmem isteniyor."
"Hayırdır, iyi saatte olsunlara mı karıştın, kim istiyor?"
Şoförün şaşkın bakışlarına aldırmadan bütün kalbimle cevap verdim.
"Bilmem. Hayat işte. Belki de yukarıdaki."
"İyice şaşırdın kendini. Sen Allah'ın varlığına bile inanmazsın ki."
"Ama olmadığına da inanmıyorum."
"Bilgin olsun diye söylüyorum, gezegenimizin yüzölçümü tamı tamına 509.600.000 kilometrekare."
"Eee?"
"Ve her yanı deprem, sel, patlayıp duran volkanik dağ kaynıyor. Kuzey ülkelerinde millet sapır sapır intihar ediyor, Ortadoğu'da kan gövdeyi götürüyor. Bizim buralar bile video oyununa döndü, her gün bir yerde bir zıkkım patlıyor. Ozon çoktan sizlere ömür, buzullar şakır şakır eriyor, kelaynakların soyu tükenmek üzere ve caretta caretta'larla pandaların vaziyeti de parlak değil."
"Sadede gel."
"Bu hengâmede kim takar senin yersiz hicranını?"
Hülya yanlış yere takılıyordu. Benim derdim, üst katta kimin ikamet ettiği değil, alt katta işlerin neden böyle gittiğiydi. Bir yaratıcı değil, anlam arıyordum. Parçayı değiştirecek bütünden ziyade, bütüne mana katacak minik bir parça.
O zaman haberlerden fal tutmak için fihristin harflerinden birini seçiyordum.
"R olsun."
Hülya R'yi buluyor, sonra hızla haberleri tarayarak içimizi karartmayacak bir havadis seçip okuyordu.
"Şu nasıl? Robarlı Yılmaz, tutması için kardeşi Turan'a çatıdan buzdolabı attı."
"Hatırlıyorum onu. Eski haber."
"Adamlar merdivenden indirmeye üşenmişler. Yılmaz yukarıdan buzdolabını atmış, kardeşi ezilmiş."
"Matrak dediğin bu mu şimdi?"
"E, değil mi? Yukarıdan buzdolabı atıp aşağıdan tutmak nedir hacı cavcav? Dikkatini çekerim bak, pencereden de değil ha, çatıdan. Buzdolabının çatıda işi ne? Var ya, bence bizim şaşkaloz biraderler sırf bu operasyon için, pencereden sığmaz o diye, aşağı indirmek yerine çatıya çıkardılar buzdolabını.
Konuşmanın tam bu noktasında Doktor Kâzım'ın sırtında iki devasa kanat belirdi ya da bana öyle geldi.
"Ölmeyecek miyim yani?" diye sordum, sesimde konfetilerle. Böyle durumlarda anlatılanı anlasanız da emin olmak, hatta mümkünse ıslak imzalı belge filan almak istiyorsunuz. Sanki size verilen söze rağmen ölürseniz, öbür tarafta cehennem personelinin karşısına dikilip elinizdeki belgeyi sallayarak, "Yalnız böyle anlaşmamıştık" filan diyeceksiniz.