Kitap Türkçe basımına takdimle okuyucuyla buluşuyor. Okuyucuya akademik bir metin yazmaya başlarken ve sonrasında üzerinde devam eden çalışmalar sürecinde yaşanan sıkıntıların birçok akademisyenin yaşadığını dile getirmektedir. Bu sürecin bazı korkulara, endişelere, hayal kırıklığına sebep olduğu ayrıca akademisyenlerin bir şeyler yazmak için cesaret etme noktasında ve metinler üzerinde daha ayrıntılı çalışmalarını etkilemektedir. Örneğin başkası tarafından beğenilme etkisi, kendi dilinden önce yazılan metinlerin İngilizce dilinde olması. Yazar yaşanan bu yazma sürecindeki sorunların kişisel zaaflardan değil, gerektiği kadar çok çalışmamalarından değil, yeteri kadar yetenekli olmamalarından ya da sıkıntılara yol açtığını düşündükleri diğer benzeri kişisel kusurlardan kaynaklanmadığı mesajını veriyor. Öğrencilerin yazma biçimlerinin yazdıkları toplumsal kurumların içinden doğduğunu ve öğrenciler yazmayı gerçek insanların yaptığı gerçek bir eylem olarak görmekte zorlandığını ifade eder. Bunun üzerine Shaughnessy’i “‘’henüz işe yeni başlayan bir yazar, yazarların nasıl davrandığını bilmez’’. Bu kitap sadece sosyoloji alanında değil birçok alanda birçok kişiye yazma konusunda olumlu değişiklikler katmıştır.
