Sibel Güneşdoğdu

Sibel Güneşdoğdu
@Fabl
Binlerce kitabın okuru, binlerce sözcüğün yazarı...
Geliştirici Kitap Editörü/ Yazar
DM'den Yazmayın Lütfen
İstanbul
270 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Reklam
Canımın içi, hayatımın anlamı; dünüm, bugünüm, yarınım; her günüm... İçimden gitmeyenim, yüreğimi delip geçenim... Seni çok seviyorum annem...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
217 syf.
·
Puan vermedi
Değerli eğitimci, siyasetçi, yazar Mustafa Gazalcı’nın kaleminden, içeriğiyle okurunu geçmişe taşıyan “Yolumuzu Aydınlatanlar – Cumhuriyet’in 10 Eğitim Yıldızı” adlı kitaptan söz edeceğim sizlere… Cumhuriyet Devrimi’nin büyük ülküsü “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirme atılımının özverili, çalışkan yıldızları; Mustafa Necati,
Yolumuzu Aydınlatanlar
Yolumuzu AydınlatanlarMustafa Gazalcı · Cumhuriyet Kitapları · 20231 okunma
Gitmek / Buğu
Az önce önünden geçen kadını ilgiyle inceledin. Derisi büzüşmüş yüzünün görüntüsü buruşuk bir muşambaydı sanki. Eski yüzlü kumaşlar vardır ya hani, yıpranmış döşemelikler, işte kimi insanların eski yüzlü olduğunu düşündün, hatta onun böyle doğduğunu, hiç genç olmadığını. Uzaklaşmaktaydı ama görüntüsü asılı kaldı gözlerinde, içine battı bakışlarındaki hüzün yüklü ışık, canın acıdı. Üst dudağı çizgiydi, ince bir çizgi, öpülmemiş, öpülmeye değer görülmemiş, gün geçtikçe unutmuş unutulmuşluğunu. Mutsuzluklar göçertirdi bir kadını. Özenerek diktiği, göğüs bölümünü balgümeciyle süslediği geceliğini giyip gitgide buzlaya dönüşen yatağına suçlu suçlu sokulduğu gecelerde itilip kakılmak, ipince dudaklarından, tahta gibi gövdesinden, varla yok arası memeleri yüzünden suçlanmak. Asmadaki bir salkım mor üzümün tanelerini sarmalayan buğuyu silmek gibi kolay mı yaşamdaki yanlışlıkları silmek?
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Elinizden bırakamadığınız, hiç bitmesin, dediğiniz kitaplar vardır. Böyle bir kitapla buluştum; Sevgili Ülkü Burhan’ın kaleminden Vefa ile. Soluksuz okuduğum romanda, yaşamsal kimi olgularda aciz kalınsa da benliklere kazınmış bir dik duruşa sahip insanların acılara direnci hayranlık uyandırıyor; yazarın ruha dokunan ince işçiliği de. Asel ve
Vefa
VefaÜlkü Burhan · Edebiyatist · 20225 okunma
KAN PORTAKALI Doktor konuşuyor. İlk tümcelerden sonrasını duymuyorum artık. Adamın dudaklarına odaklanmış gözlerim, annemin korku bulamacı bir renge boyanmış yüzüneyse hiç bakamıyorum. “Akciğerin sol lobunda portakal büyüklüğünde kitle...” Portakal büyüklüğünde... Kan portakalı mı? Portakal bahçelerindeki tüm portakallardan nefret ediyorum o
En çok annesinin desteğine gereksinim duyar kız çocukları. Kadın olma yolunda onaylanma, dünyaya meydan okuma, sağlam durma, yıkılmama kararlarının ardında hep bir kadın vardır; yürekteki gücü solduran ya da yeşerten, durduran ya da ateşleyen... Kadınları yetiştiren çoğu kadın, ellerindeki kudretin farkına varsa değişiverecek sistem, özgüven yoksunluğu, korkular, kaygılar mutluluğa dönüşecek, kendini arayan yitik ruhlar huzura kavuşacak. Dünya kadınlarla güzel; gücüne inanan kadınlarla. Her doğan günde kadınlarımızın hak ettikleri değerlerle sarmalanması dileğiyle...
Ayrılık Sevdaya Dahil
açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın  
Sonra bir suskunluk çöktü, masanın orta yerinde bekledi bir süre. Sokaktan sesler yükseldi, bir kavganın dumanı tüttü, camlar indi kaldırıma. Bir kadın çığlık çığlığa bağırdı, “Yapma,” diye yalvardı. Karşı binanın balkonunda oturan iri yarı adam en sunturlusundan bir küfür salladı aşağıya, karanlıkta yerini bulamadı uygunsuz sözcükleri. Rakı içtiler, kenara ittiler kavgayı, kırılan camları, boşlukta asılı kalan küfrü...
Reklam
Çok yalnızım, korkunç bir yalnızlık…” Alfonzo sustu, kızların yüzüne baktı. Biricik, elini onun elinin üstüne koydu, dostlukla sıktı. Yüzündeki anlam “Yanındayım, seni anlıyorum,” diyordu. “Sanırım ben küçük bir çocuğum hâlâ; korunmak, sevilmek isteyen, karşısındaki insan tarafından vazgeçilmez olmayı arzulayan ve aradıklarını hiç bulamayan… Mutlu olduğumu düşündüğüm anlarda bile, farkında olmadan hep içim acıyor,” dedi Alfonzo ve sözlerinin etkisinden sıyrılmak ister gibi ekledi: “Hadi, bi yolluk daha içelim, sonra da dağılalım.” Renk atıldı: “Dağılmadık mı zaten?” Bir ah çekti Alfonzo. Gökyüzüne kaldırdı başını, yıldızları saydı:  “Bir, iki, üç, bin, milyon, milyar… Bunca yıldız gökyüzüne sığıyor da bir ben mi sığamadım dünyaya be?”
"...Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende gül rengi şarap içilmez mi böyle günde seher yeli, yırtar eteğini gülün güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye kimse bilmez, kimse bilmez..." Ömer Hayyam
"... Nehirler daha uysal akar, Bir çiçek nasıl  açılıyorsa kendiliğinden Bir kuş nasıl uçuyorsa Öyle sever, çalışır insan, Kıraçlar çarptıkça dağlara Gül göçürür şafağından Doğanın altın şafağından İnsanın altın şafağından Tarihin altın şafağından Bir kırıldık daha da kırılırız Kimse dakunamaz bizim suçsuzluğumuza."
Sayfa 113Kitabı okudu
"... Hiç bilmedim, konuştuklarımdan ne anladın, ormanın korkunçluğunu söyledim, ovanın serinliğini sustum, sen uzun bir uyku uyudun, ben düş gördüm..."
369 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.