Çocuk başkalarının yardımı olmadan nasıl hayatta kalamıyorsa, yetişkinlerde diğer insanlarla birlik kurmadan iyi yaşayamazlar...
Hobbes şöyle diyor: " Toplumsallık kendi başına bir hedef değildir, istenen onun getirdiği faydalardır".
Din gelişmeye götürmediği gibi, bilim de hümanizme götürmez. En iyi ihtimalle, ikisi bu düşünce sistemlerinin bir yan etkisi olabilir. Zira, gerçek hayatta ne salt din ne de salt bilim vardır.
İnsan tek olmadığını anlamamış, anlayamamışsa ve anlayamıyorsa, Dünya, gerçekten de, çok, çok büyüktür; çünkü insan, zamana ve mekâna göre çok, çok küçüktür ha var, ha yoktur.
"Hedefe giden yolda her şey mübahtır," şeklindeki formülasyon, sayısız suç ve cürüme sebep olmuştur. Gayenin mukaddes olması, bu yolda kullanılacak yakışıksız vasıtaları takdis etmez.
Dâva nefsi öldürmek değil, yola getirmek olduğu içindir ki, İslâmiyette ruhbaniyet mevcut değildir. Nefsin yemeğini, uykusunu, kadınını ve daha binbir meşru zevkini kökünden kesen ve daha ona nice çileler çektiren batîl metodların da, İslâmiyetteki gerçek erdiriş usûlüyle hiçbir benzerliği yok.
Velî, kendisine "Birazdan gelirim" diye söz verip ayrılan birini, kar ve yağmur altında günlerce bekliyor:
- Sen deli misin? Hâlâ gelmeyeceğini anlamıyor musun?.. Ne bekliyorsun kar ve yağmur altında?
Diyor ki, velî:
- Eğer buradan ayrılacak olursam, arkadaşıma yalancılık isnad etmiş olurum. Onun için bekliyorum!
Hakikî aptal, o boş kâğıdın üzerine hiçbir yazı yazmamış olan değil, saçma - sapan, kör - topal, yalan - yanlış şeyler karalamış ve onlara sımsıkı sarılmış olandır. Yâni, aptallıktan yola çıkıp akla varmamış ve yarı yolda kalmış idrâk cücesi...