Partnerimizi içsel meselelerimiz doğrultusunda seçeriz. Meselemiz değiştiğinde partnerimiz değişir. Proust bir yazısında birini seçerken “bir acı seçtiğimizi” de söylemişti. Her ilişki bir acı seçmektir. Önemli olan hangi acıyı çekmek istediğimiz ve hangisini istemediğimiz.
“Ne diren, ne zorla. Yolunu değiştirene izin ver. Sana uğramak istemeyenin yoluna çıkma. Birlikte yürümen gerektiğin kişiyle, kendi yolunda yürürken karşılaşacaksın. Kendine ve yoluna odaklan. Senin olan seni bulacaktır..”
Çünkü ben bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu görünce üstüme öyle bir hüzün çöktü ki altında bir çiçek gibi ezildim. Onun için de bu masmavi dünyada ne kokum kaldı ne de rengim. Ben bir defterin iki sayfası arasında değil, milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim…
İnsanın duyguları sanat eserlerine benzer. Sahteleri yapılabilir. Tıpkı gerçek gibi görünebilirler ama sahtedirler… Her şeyin sahtesi yapılabilir. Sevincin, acının, nefretin, hastalığın, iyileşmenin. Aşkın bile…
“İnsanlara kendi acısından daha değerli gelen birşey yoktur, onu kaybetmekten korkarlar. Onu başlarına inen bir kırbaç darbeleri gibi hissederken bir yandan da onunla dost olurlar; çünkü acısının açtığı yaralar onlara güvence sağlar.”