BrsnKs

BrsnKs
@Brsnks
514 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Bazen sorumsuz, bağımlı, saldırgan bir babanın zulmüyle büyüyen çocuk, yetişkinliğinde tekrar tekrar tıpkı babası gibi bireyleri seçer ve hayatına alır. Her seferinde "Bu kez farklı olacak!" ümidiyle yapar bunu. Ya da donuk, ilgisiz, kayıtsız, depresif, hayata küs bir annenin çocuğu annesine benzer bireyleri seçer ve onları kendilerinden kurtarmaya, hayata döndürmeye, eyleme geçirmeye, yaşam sevinci vermeye çalışır. Ebeveyne benzeyeni sevecek, onu değiştirecek, iyileştirecek ve kendine öncelikle iyi bir ebeveyn yapacaktır ondan. Bu seçimler ve yaşanan süreç, azimli ve kararlı bir tamir/telafi çabasıdır aslında. Kişi, çocukluğunu temize çekmeye ve gelecek için yeni sayfalar açmaya çalışmaktadır. Gel gör ki sonuç çoğunlukla hayal kırıklığı olur. Çünkü insan hayatını, duygularını, tepkilerini değiştirmek istiyorsa işe kendinden başlayabilir ancak. İçeride ağlayan çocuğu teskin edecek, içeride kanayan yarayı sarabilecek, içerideki yoksunluğu gidermenin yolunu bulabilecek olan kişi, o bireyin kendi duygularını regüle edebilen, kendine bakım verebilen, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen yanıdır.
Sayfa 54
Reklam
Baba anneyle dış dünya arasında bir köprüdür. Baba ya da annenin yakın olduğu başka kişi ya da kişiler yoksa, annenin tek ve en yakını çocuk ise ayrışmada sorun yaşanır.
Sayfa 51
Anne çocukla kurduğu ilişkide ne kadar güvenli bir istasyon ise, çocuğun dünyayı araştırmak ve öğrenmek için anneden uzaklaşma gücü de o kadar fazladır.
Sayfa 43

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan prematüre doğan bir canlı. Diğer memeliler gibi doğduktan birkaç saat sonra ayaklanıp sürüye katılamaz. Kaderi kendisine bakım verene fazlasıyla bağlıdır. Dolayısıyla başta anne olmak üzere ilk bakım verenlerle kurulan ilişki hayati öneme sahiptir.
Sayfa 43
Aşık kişi koşulsuz sevdiğini zanneder. Oysaki aşk, çok büyük ve sürdürülmesi imkansız bir koşula bağlıdır: Ayna kırılmayacak! Aşığının sana tuttuğu dev aynası kırıldığında aşk biter. Ve bu ayna had safhada kırılgandır.
Sayfa 40
Reklam
Bile bile sizi üzüyor, öfkelendiriyor, iğrendiriyor, adeta kendinden nefret ettirmeye mi çalışıyor? Belki de sevilmeye değer olmadığını kanıtlamaya çalışıyordur!
Sayfa 39
"Birkaç günlük tatilimi yalnız geçirmek istiyorum, demek ki onu sevmiyorum" "Doğum günümü unuttu, demek ki beni sevmiyor" Sevgiye ne kadar çok koşul yüklüyorsak; sevgimizden kuşku duyma ya da sevdiğimizin her dikkatsizliğinden sevilmediğimiz sonucunu çıkarma ihtimalimiz o kadar artar.
Sayfa 39
Kendiliğinden olan ya da olmayan bir yanı vardır sevginin. Sevme niyeti ve kararı olsa da sevemeyebilir, sevmek için çırpınsanız da vazgeçemeyebilirsiniz sevmekten.
Sayfa 39
Onunla 'o' olduğu için mi birlikteyim, ona ihtiyacım olduğu için mi, yoksa yalnız kalmaktan korktuğum için mi? Biriyle olma sebebimiz çoğu zaman değişen oranlarda bu üç itkiyi de içerir. Bunları birbirinden kesin hatlarla ayırmak ya da yüzdelerini belirlemek mümkün değildir.
Sayfa 37
Hal oğluna sorar: "Diyelim ki küçüklüğünden beri bir aslanın hayalini kurdun. Bekliyorsun bekliyorsun, aslan gelmiyor. Onun yerine zürafa geliyor. Yalnız olabilirsin ya da zürafayla olabilirsin..." Oliver hiç tereddüt etmeden cevap verir: "Aslanı beklerim!" Hal'ın cevabı: "İŞte ben de senin için bu yüzden endişeliyim." Ya beklenen aslan hiç gelmezse? Farz edilen aslan (beyaz atlı prens/güzel ve masum prenses) yeryüzü şartlarında mümkün değilse? Ya zürafalardan sakınmak için farz edilen aslanın gölgesinde yaşıyorsak? Ya biz de zürafaysak ve türdeşlerimize tahammülümüz yoksa? Ya beklediğimizi sandığımız aslan, olmak istediğimiz ama bir türlü olamadığımız kişiyse? Nesnesiz idealizasyon (hayal prensini/prensesini aramak) ilişki sakınımının bir başka tezahürüdür.
Sayfa 37
Reklam
Norm arayışı ya da ilişkiye bir an önce isim verme isteği; belirsizliğe tahammülsüzlükten kaynaklanır. Genellikle bakım verenleri tarafından yeterince güven verilmemiş, anlaşılmamış, onaylanmamış, aynalanmamış bireylerin belirsizliğe tahammülü düşük, belirsizlik durumunda kaygıları yüksektir. İlişkilerindeki belirsizliği de bir an önce gidermek, giderilemiyorsa ilişkiyi bitirip belirsizlikten kurtulmak için uğraşırlar.
Sayfa 32
Çokeşliler biraz da bütün yumurtalarını aynı sepete koymayan uyanık yatırımcılar gibidir. Çokeşli kişi, farklı ilişkilerden beslenirken bir yandan da (farkında olarak ya da olmadan) duygusal riski dağıtarak azaltır.
Sayfa 28
Geçmişte karşılaştığınız ve size zarar vermiş olan ilişki "kapkaççıları" (maddi-manevi) yüzünden ilişkiye inancınızı veya ilişkiye girme cesaretinizi kaybetmeyin, çünkü ilişki ihtiyacımız bakidir. Kapkaççıları önceden tanıyıp uzak durmayı öğrenmek çok daha iyi bir çözümdür. Onlara neden kapıldığınızı, dönüp dolaşıp neden sizi araçsallaştıran, size zarar veren insanları seçtiğinizi araştırmak ve bu konuda içgörü kazanmak hem kendinizi koruyabilmek hem de ruhsal gelişim adına çıkılmaya değer bir yolculuktur.
Sayfa 27
Hayatla baş edebilmek ya da sorunları çözmek için önlemler alır, stratejiler geliştiririz. Bazen önlem ve stratejiler sorundan daha büyük sorun teşkil eder.
Sayfa 27
Bir ilişki kendinden vazgeçmeyi gerektiriyorsa, ilişkide olunan kişinin ruhsal yaşı muhtemelen 0-3 yaş arasıdır. Çünkü yalnızca o yaş çocuklar için kendimizden vazgeçeriz. Aşk duygusuyla gelen bütünlük illüzyonu genellikle 6 ila 18 ay kadar sürer. Sonra taraflar tıpkı anneden ayrışmakta, bireyselleşmekte, farklılaşmakta olan bebekler gibi "ben" demeye başlar, kendilerini ifade etme, kendilerini gerçekleştirme yoluna koyulurlar tekrar. Sağlıklı olan da budur aslında!
Sayfa 23
3.505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.