"Örümcekler nasıl konuşuyor ki?" diye sordu Agata. "Örümcek ağları aracılığıyla. Bunlar keman teli gibidir ama işitebilmek için büyük sessizlik ister."
'Bir sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik.'
İnsan beni ayıplarken, ben ona saygı mı duyacağım? İyiliğe iyilikle karşılık vererek yaşasaydı benimle, onu incitmezdim; beni kabul ettiği için minnet gözyaşları dökerek, ona her tür faydayı sağlardım. Ama bu mümkün değil. İnsanın duyguları, birlikteliğimizin önünde aşılmaz bir engel. Fakat benimki, alçaltıcı köleliğin boyun eğişi olmaz. Yaralarımın intikamını alırım; sevgi uyandıramıyorsam, korkuya sebep olurum. Bilhassa beni yarattığın için baş düşmanım olan sana karşı tükenmez nefret yeminim var. Dikkatli ol: Yıkımın için çalışıp, yüreğin harap olana dek durmam. Öyle ki, doğduğun saate lanet edersin.
Sana karşı nefretten gayrı bir şey hissetmesem de, tek çarem sendin. Duygusuz, kalpsiz yaratıcı! Bana algılar, tutkular vermiş, sonra da insanlık hor görsün, korksun diye beni uzaklara göndermiştin.
Onu da elime geçen diğer ciltler gibi, gerçek bir hikâye olarak okudum. Yaratıklarıyla mücadele halindeki her şeye gücü yeten Tanrı'nın resmi, mümkün olan her tür şaşkınlığı, huşuyu uyandırdı bende. Bazı halleri sıklıkla kendi halime benzettim. Adem gibi benim de hiçbir varlıkla bağım yoktu; fakat diğer her bakımdan, onun hali benimkinden çok farklıydı. Mükemmel bir yaratık olarak, mutlu ve müreffeh çıkmıştı Tanrı'nın ellerinden. Yaratıcısı onu koruyup gözetiyordu... Oysa ben sefil, umarsız, yalnızdım.