Sevgili Milan,
Beni bu mektubu yazmaya iten şey kitabın oldu. Okurken “aslında ne anlatmak istiyor” diye düşündüm. Bazen Freud gibi bazen bir yurtsever bazen de yazar gözüyle
baktım yazdıklarına. Enine boyuna incelemek anlamlandırmaktı niyetim. Sonunda anladımki yazdıkların aslında bir isyan bir iç döküş. Böyle olmasını umuyorum çünkü 20. yüzyılda bu içerikte bir kitap sapkınlıkla ilişkilendirilebilir. İçindeki boşluğu cinsellikle doldurduğun sanılabilir. Belki de öyledir, ben iyimser yaklaşıyorumdur. Olur olmadık her hikâyeye cinsellik katmaktan zevk duymuşsundur yazarken. Okuyucuyu rahatsız eden bir tarz mı? Yoksa daha çok okuyucuya ulaşmak istediğin bir tuzak mı? Bu iki soru arasında gidip geldim.
Kesinlikle dili kullanma yeteneğin var. O yüzden bir kitabına daha şans vereceğim. Ancak başkalarına önerir miyim bilemiyorum. O denli etkileyiciliği yoktu. Belki de bu kitapla tanışmamız şanssızlıktı. Fikrim değişirse tekrar yazacağım.
Sevgiler, M.
İnsanca şeyler listesinde bir yerde “miras” konusu da olmalı. Doğu’dan Batı’ya her yerde miras olayları aynı biçimde yaşanıyor sanırım. Sadece yaşanırkenki duygu durumları kimilerince fazla kimilerince eksik oluyor.
Bu da o duyguyu yaşayanın psikolojik zemini, geçmiş yaşantılarından kaynaklı.
Miras, insanların çalışmadan gen yoluyla aktarılan