B.B.

B.B.
@BLGBLC
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
İsim bu alamet Ancora Imparo Bulunduğum yer için minnettarım Nereye gideceğim konusunda heyecanlıyım.
Sabitlenmiş gönderi
724 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Çemberin dışında mısınız?
Ya dışındasın çemberin Ya da içinde yer alacaksın Kendin içindeyken kafan dışındaysa Çaresi yok kardeşim Her akşam böyle içip kederlenip mutsuz olacaksın Bu kitabı okurken Murathan Mungan’ın “Çember” adlı şiirini düşündüm durdum.Çemberin içinde var olmaya çalışırken kendisi gibi olamadığını fark edip mutsuzlaşan ve yalnızlığı tercih eden Selim aile, evlilik ve toplum ezberlerinin çok ötesinde bir zihin yapısına sahiptir. Oğuz Atay Selim karakteri ile bize Tutunamayan bir insan profilini bütün çıplaklığıyla sunar. Selim’i okurken onun bu yalnızlığının ne kadar onurlu ve haklı bir yalnızlık olduğunu fark ederiz. Diğer taraftan diyalektik bir bakış açısıyla Oğuz Atay iş ve aile bütünlüğünü koruyabilen Turgut Özben karakteri ile hayata tutunabilmiş bir bireyin zamanla Selim’i daha yakından tanımasıyla bir Tutunamayana dönüşmesini gözler önüne serer. Kitabı okumadan önce duyduğum şehir efsaneleri benim bu kitapla ilgili korkularımı tetiklemişti oysaki okuduktan sonra kendi adıma duyduklarımın yersiz olduğunu düşündüm.Kitapta en sevdiğim bölümler kitabın sonunda yer alan Tutunamayanlar ansiklopedisiydi, Oğuz Atay’ın inanılmaz bir hayal gücü var, bu hayal gücü ona “disconnectus erectus “adında tutunamayan bir hayvan türü icat ettirir ve bu hayvanın yaşam şekli, sosyal ilişkileri ve yeteneksizlikleri konusunda bir ansiklopedik bilgi oluşturacak kadar okuyucuya bilgi sunar. Öyle ki bu bilginin gerçek olup olmayışı konusunda kuşku duyup internetten araştırdım. Kitapla ilgili söyleyebileceğim tek olumsuz nokta başlarda belli bir kısımda Osmanlıca bir bölümün oluşuydu. Çemberin dışındakilere selam olsun.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,2bin okunma
Reklam
İçimde ona karşı bir sevgi yeşermeye başladı ve hayatımda ilk kez, benim için tutkulu ama biraz cılız bir aşkın kıpırtılarını hissettim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Parya” diye bir kelime vardır.İnsan toplumunda bu kelime başarısızları, ezikleri, ahlaksızları belirtmek için kullanılır.Ben doğduğumdan beri kendimi bir parya gibi hissettim ve toplumun da böyle dalgalanmaya layık gördüğü biriyle tanıştığımda her zaman derin bir şefkat duygusu hissederim.Şefkatim o kadar derindi ki bazen kendimi ona sessiz bir hayranlık duyarken yakalardım.
Farklı görünsek de -ikimiz de bu insan dünyasının işleme şeklinden koptuğumuz ve ikimizin de kafası karışık olduğu için- aynıydık.
Reklam
Reklam
654 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.