Her müslüman bir testi su dökse İsrail'i sel alır amma...
Dökemez!
Çünkü bazı müslümanların hiç testisi olmadı. Yolcu olmaya niyetleri yoktu. Bu nedenle, su kabı edinme ihtiyacını da duymadılar. Susadılarsa, kimin kabı olduğuna bakmadan, ağızlarına dayanan her mayiden içtiler. Kandılar mı, yandılar mı, kendileri de bilemediler.
Her müslüman bir testi su dökse İsrail'i sel alır amma...
Dökemez!
Çünkü müslümanların bir kısmı testiyi boş çeşmelerin altına koydu yıllardır hatta yüzyıllardır. Bekle ki dolsun susuz çeşmenin boş testisi. "Akıyor mu, akmıyor mu?" diye sormadılar. Babalarından kalmıştı ya bu çeşme, akmasa da olurdu.
Her müslüman bir testi su dökse İsrail'i sel alır amma...
Dökemez!
Çünkü bazı müslümanlar, testilerini akan çeşmelerin altına koydular fakat ağzını kapalı unuttular.
Her müslüman bir testi su dökse İsrail'i sel alır amma...
Dökemez!
Çünkü testilerinin dibi delik... Benim gariban müslüman'ım, testiye, suya, suyun başına geleeck dermana, testinin kapağını açacak ele sahip olmuştur da, dibine bakacak akıl ve basirete sahip olamamıştır.
Bu bir musibettir, bu bir beladır. Uhud acısını iliklerinde hisseden sahabe gibi, "Bu bela başımıza nereden geldi?" diye sorma dürüstlüğünü gösterirsek, cevabı Kur'an verecektir:
"Bu, sizin kendi ellerinizin eseridir." (Âl-i İmran Suresi, 165. Ayet)