Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Sen kalbimin mehtapısın, güneşisin,
Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin.
Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek.
Ruhum senin, kalbim senin, ömrüm senin
Yıllar geçse ölmeyecek Ben de sevgin,
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek.
Uzakları kaçıversek seninle Biz,
Bir gün elbet göze gelir bu sevgimiz.
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek,
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek
Bir hayat düşün, mezun oluyorsun ve yolculuğun tam sürat başlıyor: Beyrut, Selanik, Kuzey Afrika, Kafkas cephesi, Şam, Balkan Harbi... Adamın yaşamında durup soluklanmaya vakit yok. Mesela Trablusgarp'a giderken ağlıyormuş. Ali Fuat Cebesoy sorduğunda "Döndüğümde memleketimi bulabilecek miyim, ondan emin değilim " demiş ve tabii dediği de çıktı. Selanik'in elden gidişini bizzat göremedi ve annesini oradan getiremedi. Belki onun yaşadığı hayata katlanabilmek için de zaten