Gönderi

126 syf.
9/10 puan verdi
Dikkat: Spoiler İçerir !!! Tarihsel olarak bu kitabın incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle küçük bir araştırma yaptığımda kitabın Goethe tarafından 1774 yılında tam iki haftada yazıldığı bilgisine ulaştım. Bu kadar kısa sürede böyle nitelikli bir kitabın yazılabilmesi bana imkansız gibi gelse de hemen hemen her yerde bulunan bu bilgiyi sizinle de paylaşmak istedim. Mümkün müdür gerçekten iki haftada böyle bir eser yaratabilmek? Kitabın yazılmasından sonra Werther holiganları tarafından Almanya'da intihar olayları artmış ve bu yüzden kitap uzun bir süre yasaklanmış. Hatta o dönem Almanyası'nda kitabın okuyucuları kitaptan öyle çok etkilenmişler ki, kitaptaki ana karakter olan ”Werther gibi giyinme ” modası başlamış. Ortalığı mavi ceket ve sarı pantolon giyen gençler sarmış. Bu bilgi gerçekten çok hoş bir bilgi. Düşünün, bir kitabın bir insanın kılık kıyafetini nasıl değiştirebileceğini... İşte öyle etkileyici bir eser. Konu ise şöyledir: Werther adındaki genç bir hukuk stajyeri, Lotte isimli bir kadına aşık olur. Bu aşk ıstırap ve acı doludur aynı zamanla imkansızlıklarla ve engellerle sarmalanmıştır. Çünkü Lotte nişanlı bir kadındır ve toplumsal kurallar Werther ile Lotte'nin birleşmesine imkan tanımaz. Burada karşımıza şöyle bir soru çıkabilir: Nişanlı veya evli bir kadına/erkeğe aşık olmak etik midir? Dünya Klasikleri arasında en önce okunması gereken kitaplardan biri olmasının yanında, konusunun özgünlüğü ve tarihsel açıdan insanları bu denli etkilemiş olmasıyla türevlerinden birkaç adım önde olan kitaptır. Mutlaka bir gün okunmalıdır.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,8bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
13,5bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
arifsahin okurunun profil resmi
Kitabı henüz okuma fırsatım olmadı, ön bilgiler için teşekkürler. İki haftada yazmış olabilir mi dersen bence olur. Camus'nun yazdığı gibi "Yeteneklerle donatılmış olan büyük ozanın yapamayacağı ne vardır ki?"
Semih Doğan okurunun profil resmi
Yine de şüphelerim ortadan kalkmıyor maalesef :)
Burak okurunun profil resmi
Öncelikle güzel incelemeniz için teşekkürler, emeğinize sağlık. Bu kadar kısa süre içerisinde böyle nitelikli bir eserin yayılması mümkün müdür şeklindeki sorunuzu görünce, bir kitapta okuduğum bir bölümü sizinle paylaşmak istedim. <<... Neşeyle "Aklıma bir şey geldi!" diye böbürlendiğinizde beyniniz aslında muazzam bir iş çıkarmış ve bu deha anınıza hazırlamıştır oysa sizi. Sahne arkasından çıkarıp da ortaya sunduğunuz bir bilgi, nöral devrelerinizin bu bilgi üzerine saatler, günler, belki de yıllar öncesinden başladığı çalışmanın, onu pekiştirip sürekli olarak denediğini yeni kombinasyonların ürünüdür. Ancak siz, sahne arkasında gizlenmiş bu muazzam düzeneğin üzerinde bile durmadan, sonucu rahatlıkla kendinize yontarsanız. Ama bunun için sizi kim suçlayabilir ki? Beyin işlerini gizlilik içinde halleder ve fikirleri müthiş birer sihir ürünüymüş gibi sunar size. Bu devasa operasyon sisteminin bilinç ve biliş tarafından eşilip deşilmesine izin vermez. Beyin gösterisini kılık değiştirerek -incognito- icra eder. Öyleyse büyük bir fikir için alkışı hak eden tam olarak kimdir? 1862'de İskoçyalı matematikçi James Clerk Maxwell elektrik ve manyetizmayı birleştiren bir grup temel denklem geliştirdi. Ölüm döşeğindeki tuhaf sayılabilecek itirafı ise, bu meşhur denklemleri keşfedenin kendisi değil, "içindeki bir şey" olduğu yolundaydı; basitçe "gelivermişlerdi" kendisine. William Blake de benzeri bir deneyim aktarmış ve uzun öyküsel şiiri Milton için şöyle bir ifade kullanmıştı: " Bu şiiri anlık dikte yoluyla, herhangi bir ön düşünme süreci yaşanmadan, hatta neredeyse iradem dışında, bir seferde bazen on iki, bazen yirmi mısra yazarak ortaya çıkardım. Johann Wolfgang von Goethe ise kısa romanı Genç Werther'in Acıları'nı pratikte herhangi bilinçli bir girdi olmaksızın, sanki kendiliğinden hareket eden bir kalemi tutarcasına yazdığını iddia etmişti. İngiliz şair Samuel Taylor Coleridge'i de atlamayalım bu arada. Dış ağrıları ve yüzündeki nevralji için 1796'da kullanmaya başladığı afyona kısa süre sonra geri dönüşsüz bir bağımlılık geliştiren şair, haftadada iki litreye varan miktarda afyon ruhu çeker hale gelmişti. Egzotik ve düşsel imgeleriyle "Kubla Khan" ("Kubilay Han") şiiri, kendisinin "bir tür düş" olarak betimlediği bir afyon sarhoşluğu içindeyken yazmıştı. Afyon, onun için bilinçaltının nöral devrelerini uyaracak bir araç haline gelmişti. Kubilay Han'ın güzellik dolu dizelerinden ötürü Coleridge'i takdir etmemizin nedeni, bu dizelerin başkalarının değil de onun beyninden çıkmış olması değil midir? Ancak şair o sözcükleri ayıkken yakalayamadığına göre, şiir için övgüyü hak eden tam olarak kimdir aslında? Carl Jung'ın ifadesiyle, " her birimizin içinde, tanımadığımız biri daha vardır." Pink Floyd'un ifadesiyle de "kafamın içinde biri var ama o ben değilim.">> (Incognito Beynin Gizli Hayatı)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katkınız için teşekkürler Burak Bey :)
Mustafa okurunun profil resmi
İncelemeniz için teşekkürler.. Verdiğiniz bilgiler de çok değerli stefan zweig serilerinden sonra okudum bu kitabı.. Werther imkansız aşkı çok yürek dağlayıcı ydı ve bunaldık keşke aşkına kavuşaydı :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Ayça okurunun profil resmi
Bu kitabı okumaya çalıştığımda kitabın ismi benim için değişikliğe uğramıştı:Genç Ayça’nın Acıları:)Fazlasıyla etkilenmiştim.Bitiremediğim nadir kitaplardandır.Galiba zamanım şimdi.Kalemine sağlık.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Mutlaka okumalısınız Ayça Hanım. Teşekkürler :)
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Şilan Yorulmaz okurunun profil resmi
Niye sonunu söylediniz ben okuycaktim:(
Semih Doğan okurunun profil resmi
Bazı kitapların sonu hiç önemli değildir. Bu kitap da onlardan birisi. Zaten okumadan önce küçük bir araştırma yapmanız halinde de mutlaka karşılaşacağınız bir bilgi :)
Serdal gülhan okurunun profil resmi
Gerçeği senin sen aşk adamısın pek değerler ve kültür ilgili kitap okumasın ama
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.