Bir zırh gibi kuşanıp aklımı
Destek yayınlarının otobiyografi serisi tek kelime ile muhteşem. Kısa, öz ve derinlikli. Yaşam öyküsünü derleyen yazarlarda da müthiş bir edebi yetkinlik ve söz gücü buluyorum. Bu da zirvedeki yaşamları daha da yükseğe taşıyor, okuyucu kanadında hikayeyi daha bir büyüleyici yapıyor.
Bir yazarın eserlerini iyi anlamanın en iyi yolu onun hayat hikayesine, bilhassa içsel yolculuğuna, ruhsal dönüşümüne tanıklık etmektir. Bu sebeple bir yazarla okurluk serüvenine çıkmadan önce kısa ve öz hayat hikayesine bir göz atmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Spinoza’ya gelirsek, ilk kez bu kitapla Spinoza ile tanışma fırsatı buldum. Kütüphanemde çok uzun süredir bekleyen 
Etika ile ne zaman göz göze gelsek henüz o evrene girmeye hazır olmadığımı düşünüp gözlerimi kaçırıyorum, nitekim bu kitaptan sonra hala hazır olmadığımı fark ettim.
Çalışma 
Baruch Spinoza ’nın hayat hikayesi ile başlıyor. Yahudi kökenli olduğu için ailesi ile bir çok kez göç etmek durumunda kalmış. Tabi bunları anlatmadan önce yazar çok kısa yahudilik tarihini değiniyor. Devamında Spinoza’nın ruhsal dönüşümüne yer veriyor. İnançsal sorgulamaları yüzünden dönemin din otoriteleri tarafından nasıl dışlandığını, nasıl bir yaşam mücadelesi verdiğini etkileyici bir dille okuyucuya sunuyor.
Yaşam öyküsünü kısaca anlattıktan sonra felsefesine yer veriyor yazar. Benim için asıl taşıması zor olan kısım buydu. Yazılanları anlamakta ve idrak etmekte çok zorlandım, ki bu sebeple Ethika okumak içn hala yolun çok başında olduğuma karar verdim.
Aklı merkeze koyan bir dini yaklaşımı var Spinoza’nın. Tanrı inancını bunun üzerinde şekillendiriyor. Ve elbette sorgulamayı dışlayıp katışıksız itaati emreden otorite tarafından kendi cemaatinden afaroz ediliyor. Bu yüzden hep bir sürgünde Spinoza, hem fiziksel hem ruhsal.
Spinoza’nın felsefesine dalmadan önce hayatını öğrenmeliyiz. Başlangıç için bu kitap ideal diye düşünüyorum.
İyi okumalar.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.