Gönderi

195 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Osmanlılar, Haçlılar ve Cem'in Dramıyla İlgili Bir İnceleme
Tarih ve coğrafya ilgi alanımdadır. Öyle olunca tabi Selçuklu, Osmanlı ve Haçlılar da ister istemez ilgi odağınızda olmak zorunda. On yıl boyunca Miryokefolon Savaşı’nın geçtiği yeri araştıran bir grubun içinde bulundum. Dolayısıyla da Haçlı Seferleriyle haşır neşir oldum. 1096-1272 yılları arasında, Avrupalı Katolik Hristiyanların, Papa'nın isteği ve çeşitli vaatleri üzerine, genellikle Müslümanların elindeki “Kutsal Topraklar” diye tabir edilen Orta Doğu toprakları üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri akınlar bütününe “Haçlı Seferleri” ya da “Haçlı Akınları”, denir. Bildiğiniz gibi, Haçlılar Miryokefolon savaşıyla Türkleri kesin olarak Anadolu’dan atacaklarına inanıyorlardı fakat Haçlılar ve Doğu Roma 1071’deki Malazgirt hezimetinden sonra 1178’de Miryokefolon’da da açık bir yenilgiye uğrayınca Batı’nın artık Türkleri Anadolu’dan atamayacakları gün gibi ortaya çıkmıştı ama Haçlı bağnazlığı ve fanatizmi Hristiyanların bu gerçeği görmesine engel oluyordu. Fakat, Haçlı aç gözlülüğü ve saldırganlığı Selçuklu duvarına çarpa çarpa İslam fanatizmi ve açgözlülüğünün Endülüs’te uğradığı akıbete, Haçlılar da Mısır, Kudüs ve Anadolu’da uğrayacaklar bu da Hristiyanlık, papa, kilise ve dinin itibar kaybına, sorgulanmasına Rönesansın doğmasına sebep olacaktı. İstanbul’un da elden gitmesiyle Haçlı cehaleti ve bağnazlığı tekrar depreşecekti fakat Haçlı yağma ve talanı şekil ve isim değiştirerek daim kalsa da Vatikan’ın bütün gayretlerine rağmen 1096-1272 yılları arasında dokuz kez düzenlenen Haçlı yağma ve talanı en azından, bir daha Anadolu’ya kadar uzanamayacaktı. Tam aksine artık Osmanlı yağma, talan ve işgalleri dönemi başlamıştı. Hatta Kanuni Haçlılara, "Siz bu kadar saldırgan olmasaydınız, benim Viyana önlerinde ne işim vardı? demiştir ki, bu savın Batı'da da dile getirildiği vakıadır. İnalcık bu kitabında Haçlı Seferlerini değil, Haçlıların Osmanlılarla olan savaşlarını, savunmalarını ele alıyor ve özet olarak veriyor. Bu kitabın kapsamlı bir çalışma olmadığı kesin ama İnalcık’ın başka çalışmalarından alıntılar yapılarak bir kitap mı oluşturulmuştur, onu da bilmiyorum. İnalcık Haçlı saldırganlığı ve Osmanlı savunma ve yayılmacılığını neredeyse bütün cepheleri ve sonuçlarıyla anlatırken II. Mehmet’in talihsiz şehzadesi Cem’in dramını da soluk soluğa vermektedir. Ben ne zaman Osmanlı, Selçuklu ve İslam tarihi okusam derin bir hüzün kaplar içimi. Zira, geçmişimiz o kadar haksızlık ve hukuksuzluklarla dolu ki, hüzünlenmemek elde değil. Tabi bunun temel sebebi de bir türlü hukuk ve adalete saygılı bir tolum olamayışımızdır. II. Mehmet’i göklere çıkarırken onun kardeş katline onay vermesini pek göz önünde bulundurmaz veya haklı gerekçeler ileri sürerek bu vahşi ve kalleş cinayetleri haklı çıkarmaya çalışırız. Oysa, kardeşini katleden birinin ruh hali ve fetihlerinden hayır gelir mi? Elbette gelmez ve gelmedi de. Bütün o fetihler, işgaller, yağma talandan Anadolu insanının payına ölümden başka hiçbir şey düşmemiştir. Ve çilekeş Anadolu halkı, aynı bugün olduğu gibi, yönetenlerin-egemenlerin devletin kazancını kendi arasında paylaşıp halka koklatmazken, daima halkın o bir lokma ekmeğine göz dikmesini şöyle tarif edecektir. "Şalvarı şaltak Osmanlı Eğeri kaltak Osmanlı Eken de yok biçen de yok Yiyen de ortak Osmanlı" Bizim saldırganlığımız, Batı’nın aklını başına getirmiş, adına 'Rönesans' denen ve dini fanatizmden uzak, Batı’da yepyeni bir medeniyetin doğmasına sebep olmuştur. İşte milyonlarca Müslümanın ezan okunan ülkelerden, çan çalınan ülkelere sığınmak için canını, malını ortaya koymasının arkasında dini bağnazlıktan arınmış bir Batı Medeniyeti'nin doğuşu vardır. Tüm İslam alemi ve biz Türkler ise Batı’nın Hristiyanlığın Orta Çağ’ında düştüğü basit çıkar ve mezhep çatışmaları, yalan dolan, cehalet çukurunda debelenip duruyoruz. İbni Haldun: “Geçmişler geleceğe suyun suya benzediği kadar benzerler” diye boşuna dememiş. Okuyarak kalın.
Osmanlılar ve Haçlılar
Osmanlılar ve HaçlılarHalil İnalcık · Alfa Yayıncılık · 2017122 okunma
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.