"Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir."
Ermiş'i okurken herkes kendisinden bir şeyler bulacaktır elbette. Bu cümle de Ermiş'ten bana kalan olsun.
Uzun zamandır okumayı planlayıp nihayet sıranın gelmesiyle bir çırpıda bitirdiğim, bir kez daha baştan okuyarak birçok cümlenin altını çizdiğim harika bir eserdi..
Daha erken okumayı isterdim tabi ki. Ancak bu denli ders verici cümlelerin bir zamanı ve yaşının olmadığı da bir gerçek.
Aşk, evlilik, özgürlük, suç ve ceza, zaman, arkadaşlık, sevinç ve bunun gibi hayatımız boyunca üstüne düşündüğümüz, sorguladığımız, sorgulandığımız, seçimler yaptığımız, yapmak zorunda olduğumuz her konuda öğütler bulmak mümkündü eserde.
Konusu ise şöyle; on iki sene Orphalese şehrinde kalan El Mustafa, evine gidecekken Orphalese halkı tarafından durdurulur ve halk ile arasında yirmi altı başlıkta toplanan konuşmalar geçer.
Halil Cibran'ın El Mustafa çizimi de çok dikkatimi çekti. Hatta İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler Dizisi'nde kapak fotoğrafının yine kendisi tarafından çizdiği annesi Kamile Cibran olduğunu öğrendim..
Kitabı bitirince Ermiş'in kim olduğuna dair bir araştırma yapma gereksinimi duydum. Ancak ulaşabildiğim tek şey yazarın "Göğsümün bir tarafında İsa, diğer tarafında Muhammed oturur." sözü oldu. Bu cümle ile bir nebze de olsa aydınlanmış oldum..
Keşke daha uzun olsaydı, daha çok okusaydık dedim bitirince.. Her cümlenin altını çizerken buldum kendimi. Sanırım daha önce hiç bu kadar cümlenin altını çizmemiş, böyle ders verici cümleler okumamıştım..
Kısa ancak dolu dolu, anlamlı, öğütleri ile ufkunuzu genişletecek cümlelerle dolu bir kitap var elinizde ve her anlamda özenerek, önem vererek okunmayı hak ediyor..