"Burada sadece ölüm ayakta kalabiliyor." Nazilerin yahudi soykırımı daha önce birçok kitap ve filme konu olmuştur; bu kadar insanı derinden yaralayan, insani duyguları ayağa kaldıran bir konu benim de hep çok ilgimi çekmişti. Hepimizin zaten aşağı yukarı İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi Soykırımı hakkında bir bilgi birikimi vardır ama daha zor olan şey bu dönemde yaşamış olan mağdurların maruz kaldıkları şeylerle empati kurabilmektir. “Auschwitz Dövmecisi” o zor dönemde yaşamış birinin gerçeğe dayanan hikayesini anlatıyor: o kişi de Lale Sokolov. Lale, toplama kampındaki kızlardan Gita’ya aşık oluyor ve onu ne olursa olsun korumaya çalışıyor. Bu sırada mahkumların numaralarını kollarına dövme yapan bir dövmeci olarak çalışıyor ve bu sırada yeni mahkumlarla tanışıyor, farklı deneyimler ediniyor. Çok gerçek bir hikaye okuduğunuzu kitabın içerisindeki aşk, dostluklar, açlık, bencillik, umut belli ediyor. Kitapta savaşa ve soykırıma dair çok ilginç detaylar var, örneğin hatırımda kalan sahnelerin birinde Gita yerden dört yapraklı yonca topluyordu ki SS’lere verebilsin, böylece batıl inançlara inanan bazı subaylar mahkumların canını bağışlarmış. Kitapta savaşın zorlukları daha büyük olaylarla anlatılmaktan çok böyle küçük detayların yıkıcılığıyla anlatılıyor. Bir sosis veya çikolata parçası için verilen savaş, naylon çoraba ulaşabilmek için insanların dua etmeleri ve hayatta kalabilmek için dinini bırakmayı düşünen daha birçok insan… Kitabı bitirdiğinizde kafanızda her şeyin daha rahat oturabilmesi için yazıldığı belli olan epilog ve sonsözlerle karşılaşıyorsunuz. Özellikle anne ve babasının hikayesine sonsöz yazan Gary Sokolov’un yazısı beni etkiledi çünkü anne ve babasının ilişkisinden de bahsediyordu. Aynı şekilde kitap gerçek fotoğraflarla da desteklenmiş ve ben özellikle fotoğrafları gördükten sonra gözyaşlarıma hakim olmakta epey zorlandım. Bunun nedeni özellikle Lale ile bir bağ kurduğumu hissetmiş olmamdı. Onun hikayesini okudum, hikaye boyunca onun iyiliği için dua ettim ve Gita’sına kavuşabilmesi için dilekler diledim; bir yandan ona bağlandım desem yeridir yani. Kitabı okumak oldukça kolay bir deneyimdi benim için, zorlayıcı olay ağları veya okuru zorlayan bir anlatım olmaması açısından herkesin rahatlıkla okuyabileceğini düşünüyorum. Zaten anladığım kadarıyla yazarımız Lale Sokolov ile tanışıp çok etkilendikten sonra onun hikayesini yazmak istemiş ve bu süreçte edebi bir kaygı gütmediği belli oluyor; daha çok insanların kalbine dokunmak için yazıldığı belli olan kitapta betimlemelere de pek yer verilmemiş, belki betimleme ve iç monologlara daha sık yer verilseydi eser okura daha kolay ulaşabilirdi ancak yine de okurken hem duygulandım hem de zevk aldım. Birbirlerine aşık olan iki karakterin kusursuz anlatılmamasını çok sevdim, ikisi de dünyada iyi insanların ve umudun hala var olabileceğini gösteren karakterlerdi. Belki de Lale kusursuz gösterilseydi onu bu kadar çok sevemeyebilirdim. Bu kitabın bir devam kitabı da varmış. Sanıyorum ki devam kitabında kitaptaki yan ama güçlü karakterlerden olan Cilka’nın hikayesine odaklanılıyor ve kısa sürede o kitabı da alıp okumayı hedefliyorum. Çünkü birinci kitabın sonu beni tatmin etmesine rağmen bu insanların dünyasına dair öğrenmek istediğim daha çok şey var. Hayatımda ilk kez beni yazarın internet sitesine yönelten bir kitap okudum zannedersem. Daha önce hep çok ünlü yazarların sitelerine girmiştim ama bu sefer sadece Lale ve hikayesini daha iyi kavrayabilmek istedim. Eğer ki kolay okunabilen, dolayısıyla derin bir konuya değinmesine rağmen kısa sürede bitirip kütüphanenize çerezlik bir hikaye ekleyebileceğiniz bir kitap istiyorsanız “Auschwitz Dövmecisi” tam da size göre. Her ne kadar anlatımda bazı pürüzler olsa da kitabın yazılma amacını ve karakterlerin dünyasını anladıkça bu pürüzlerin ne kadar önemsiz olduğunu farkına varacaksınızdır. Kısacası tüm okurlara tavsiye edebilirim. Şimdilik herkese bol kitaplı günler diliyorum!

Auschwitz DövmecisiHeather Morris · Pegasus Yayınları · 20191,205 okunma

··

641 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlke Gökçe