Bu eleştirilerinizi ben kabul etmiyorum birincisi bir tarihçi olarak halen nasıl Arapların Türklerle ne alıp veremediğine sözü getirdiğinize anlamış değilim siz değil miydiniz yıllardır bize yanlış anlatılıyor Araplar bizim dostumuz sadece İngilizlerin kışkırtmasıyla Şerif Hüseyin adındaki adamın Mc Mahon isimli gizli antlaşmayla bizi sattığını ve bu adama bağlı kalarak tüm Araplara bu suçu yığmanın hiçbir manaya gelmediğini anlatan siz tarihçiler değil miydiniz halen nasıl birçok Arabın Türklerle sorunu var diyebiliyorsunuz açıkça anlamış değilim
Eleştirilerinize gelince sadece paragrafın ortasını alıp bu ithamlarda bulunmanız bence çok yanlış sonrasında büyük komutan Alparslan ile alakalı neler söylediğiyle ilgilenmemişsiniz ya da Melikşah’ı sadece o cümleden ibaret kılıp bırakmışsınız, Nizamülmülk hakkında da hiçbir eleştiri yazmamışsınız halbuki Melikşahtan çok o yazılıp çizilmiş ama siz onun hakkında sadece iki satırlık bir olumsuz eleştiri göremeyip altını çizmediğiniz için es geçmişsiniz söylemek istediğim sadece bir paragrafa bakıp değilde genel kitap üzerinden gitmenizi isterdim ‘Türkleri gömmüş’ ifadesi kullanmak ne kadar doğru acaba
Rümeysa hanım, tarihçilerin araplarla dostuz dediğini söylüyorsunuz benim takip ettiğim hiçbir tarihçinin böyle bir sözü yoktur. Tarih boyunca bizi satan bir ırk bizim dostumuz falan olamazda neyse... eleştirilerimi paragrafın belirli bir kısmını kırpıp ona göre yazdığımı söylemişsiniz sizin fikriniz bu yönde olabilir ama yanlış düşünüyorsunuz. Nizamülmülk konusunda ise Hayyam-Nizam-Sabbah üçlüsünin arkadaşlığı ve rekabeti kitabın büyük bir bölümünün temasını oluşturmasına rağmen tamamen rivayetten ibaret olduğunu, yalan olduğunu söylüyorum. Kitabı ve incelememi bir daha okumanızda fayda var. He sonrasında da fikriniz değişmez ise benim yapacak bir şeyim yok. :)
Ufuk Bey, ben bilmediğim için soruyorum (!): ırk ne demektir, ırkları nasıl sınıflandırırız, 2022 yılında dünyada halen safkan bir Arap veya Türk ırkı kalabildiğini nasıl söyleyebilirsiniz? Her şeyin ve her milletin birbirinden kız alıp verdiği, akrabalıklar kurduğu bir dünyada Araplarla Türkler arasında gerçekten ciddi bir genetik veya fenotip olarak fark var mıdır? Ya da böyle "Araplar" ya da "Türkler" diye genelleme yapamayacak kadar birbirine mi karışmışlardır? Bu soruların cevabını ben de bir tarihçi olarak, bilmezlikten gelerek bir de sizden dinlemek isterim. Sizin bu sorulara cevap verebileceğiniz konusunda biraz ön yargılıyım fakat yine de duymak isterim. Sevgiler.
Ayrıca Türkiye'nin, çoğunluğu Müslüman bir halk olduğunu da düşünürsek, İslamiyet gibi beynelmilel bir üst kültür için ırk kavramı ne kadar önemlidir, ya da ne kadar geçerliliği vardır? Araplar, Türkler, Kürtler, İranlılar hep birlikte İslam çatısı altında uzun yıllar beraberce yaşadılar, zaman zaman kendi milletinden olanlarla bile çeşitli sebeplerle çatışmış olsalar da uzun yıllar beraber yaşadılar, ticaret yaptılar, akrabalık kurdular. Bunlara ne söyleyeceksiniz?
Günümüz için evet haklısınız. Ben kitapta anlatılan yıllar ve kitaptaki Arap milliyetçiliğinden dolayı Türklerin küçültülmesini eleştirdim. Şu anda Türkiye’de yaşayan Türklerin çoğunun Türklerle alakası yoktur saf bir Türk tiplemesi kalmamıştır bunun en büyük örneği olarak kendimi gösterebilirim. Beni saf diyebileceğimiz(özellikleri aşağıda yazacağım) bir Türk’le bir de Arapla yan yana getirseniz belki de araba daha çok benziyorumdur belki de... sorularınıza uzun uzun cevap vermek isterim ama bu gönderi altında sizinle ilk konuşmamız değil yanlış hatırlamıyorsam, ne yazarsak yazalım bir şey değişmeyecek. Beni, yazarın Türkleri küçümsediği gibi küçümsemişsiniz :)) ergence iğneleyici laflar falan bunu küçük kardeşim de yapar. Sizi şu an ona benzetiyorum.
Türk ırkı yani Andronovo insanı koyu renkli saçlı, buğday ten, brekisefal kafa, orta boy, değirmi yüz, hafif çekik göz, sağlam yapılı, erkeklerin sakalı orta gürlükte özelliklere sahiptir.
TÜRK IRKININ ANTROPOLOJİK VERİLERE GÖRE ÖZELLİKLERİ
CİLT TEN RENGİ: Normal beyaz %42.68 , Buğday beniz %51.21 , Esmer %6.11
SAÇ RENGİ: Orta kestane- koyu kumral %62 , koyu kara %17.08 , açık sarışın-kızıl %08
GÖZ RENGİ: Orta kahverengi-ela-yeşil %59.17 , koyu kara %17.08 , açık mavi-gri %23.78
BURUN: Düz-leplorinien erkeklerde %71.23 , kadınlarda ve daha ufak
YÜZ BİÇİMİ: %60 yuvarlak – kadınlarda biraz daha fazla , uzun %40 , çıkık elmacık kemikleri %55 düz %45
GÖZ ŞEKLİ: Türklerin genelde badem, hafifi çekik gözlü şekli vardır.
BOY: Erkeklerde genel olarak 1.70 kadınlarda 1.58(o dönemin yaşam standartlarına göre)
KAFATASI:
Dolikosefal – uzun baş – 75den aşağı
Mezoaefal - orta baş – 75-80 arası
Brakisefal – yuvarlak baş – 80-92 arası
Bu çalışmayı da netten kopyaladığımı düşünürsünüz siz şimdi. :) öğrenim hayatımdaki ilk yazdığım ödev ya da makale her ne dersek ise o notlarımdan kopyalayıp atıyorum buraya.
Günümüz için hiçbir milletten saf bir ırk diyebileceğimiz bir fenotip yok elbette. Özellikle bizim coğrafyamızda sadece arap-kürt ile ilişki değil slavlarla vs hepsiyle evlilik yapan bir milletiz. Anladığım kadarıyla yazarı çok sevmişsiniz her durumda bunu eleştirinizi belirterek söylüyorsunuz. Yazdıklarıma, düşüncelerime katılmak zorunda değilsiniz kimseyi ikna etme çabam da yok öyle bir uğraş içerisine girecek vaktimde yok. Sorularınız çok güzeldi bu arada. Uzun uzadıya cevap vermek isterdim dediğim gibi ama bu sizin bana ilk sorularınız değil son da olmayacaktır yüksek ihtimalle. Tartışmamızı uzatmak istemiyorum o yüzden bundan sonraki yazdıklarınıza cevap vermeyeceğim. Düşüncelerinizi yazabilirsiniz benim için sıkıntı yok lakin cevapsız kalacaklar kendimi tekrar tekrar yenilemiş oluyorum ama bu gönderi altında kaç defa düşünceleriniz üzerine konuştuk… bir kaç ayda bir hortluyorsunuz aynı şeylerin etrafında dönüp duruyoruz.
Ufuk bey, ben size tarihçilerin Araplarla dost olduğunu değil Arapların arkamızdan vurdular ithamını değiştirmeye çalıştıklarını söyledim belliki siz sadece kendi fikrinizde olan tarihçileri ele alıp başka hiçbir düşünceye kucak açmıyorsunuz bir tarihçi olarakta bu kadar ırk ayrımı yapmanız sizin açınızdan ne kadar objektif olabiliyor tarihçi kimliğinizle.
Konumuza gelirsek kırpıp ona göre yazmadığınızı size düşündüren şey ne birde arkadaşlıkları konusunda tamamen rivayetten ve yalandan ibaret olduğunu size gösteren delil nedir
Kitap ve incelemeyi bidaha okuma konusundaki tavsiyenize gelince de evet kitabı bidaha okuyacağım ama incelemeniz için aynı şeyi yapacağımı zannetmiyorum.
Bir insan olarak size sorulan sorulara karşı böyle üsluba aykırı cevaplar vermeniz, hoş olmayan benzetmeler yapmanız ne kadar doğru olmuş
Kim o tarihçiler? İktidar yanlıları ya da kadır mısıroğlu Bahadır yavuzoğlu felan mı? Delilimi incelemede yazmışım zaten okuduğunuzu anlayıp burda arap seviciliği yapsaydınız keşke. Objektifliğime gelince her konuda çapraz okuma yaparım bilgiyi süzgecimden geçirip kendi doğrumu ortaya çıkarırım. Her tarihçinin ya da her şahısın söylemini olduğu gibi kabul etmem hanımefendi.
Böyle büyük tarihçiler için küçümseyici sözler sizi daha iyi tarihçi yapmıyor her şeyi siyasete bağlamayalım lütfen burda iki medeni insan gibi fikirlerimizi söylüyoruz.
İncelemede yazdığınız delilin üç arkadaş olmadıklarını gösteren bir delil olmadığını gördük isterseniz siz birdaha bakın ne yazdığınıza bana her defasında söylemektense
Bu arada amacım burda Arap seviciliği yapmak değil sizin kitap hakkındaki yanlış ithamlarınızı kabul etmemek.
Büyük tarihçiler mi ahahahhaa ilahi rümeysa hanım bu söyleminizden sonra bence konuşmamız bitmiştir.
Siz bu fikirlerinizden vazgeçmeyi deneyin bir tarihçi olarak böyle bir düşünceye sahip olmak sizi yerinizde saydıracaktır
İyi günler
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.