Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fyodor Dostoyevski

Suç ve Ceza yazarı
Yazar
8.7/10
165bin Kişi
811bin
Okunma
44,6bin
Beğeni
837bin
Görüntülenme

Fyodor Dostoyevski Gönderileri

Fyodor Dostoyevski kitaplarını, Fyodor Dostoyevski sözleri ve alıntılarını, Fyodor Dostoyevski yazarlarını, Fyodor Dostoyevski yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Acıma duygusu bütün insanlığın başlıca ve belki de tek yasasıdır."
Sayfa 292
Din! Sonsuz yaşamı kabul ediyorum, belki her zaman da kabul ettim. Varsın yüce gücün iradesiyle bilinç tutuşmuş olsun, varsın dünyaya bakıp ‘Ben varım!’ desin bilinç, varsın yazgısı bu güçle yok olmak olsun (çünkü bir nedenle, hatta nedeni açıklanmadan öyle olması gerekiyor), hepsini kabul ediyorum, ama yine de her zamanki soru geliyor aklıma: Tüm bunlarda benim tevazuuma ne gerek var? Beni yediği için kendisine övgüler düzmemi beklemeden yiyemiyor mu beni? İki hafta beklemek istemediğim için orada birileri gücenir mi acaba? Buna inanmıyorum; evrenin ahengi, birtakım artı eksi hesapları, bazı kontrastlar gibi nedenlerle benim, bir atomun değersiz yaşamına ihtiyaç duyulduğuna inanmak çok daha makul geliyor. Tıpkı diğerlerinin yaşamını sürdürmesi için her gün pek çok varlığın yaşamının kurban edilmesi gibi (elbette bunun kendi başına pek de önemli bir düşünce olmadığını belirtmek gerek). Olsun varsın! Kabul ediyorum, başka türlü, yani sürekli olarak birbirini yemeden dünyanın düzeninin kurulması olanaksızdır belki; hatta bu düzenden bir şey anlamadığımı bile kabul edebilirim. Ama bana ‘ben varım’ deme bilinci verildiğini kesinlikle biliyorsam, dünya düzeninin hatalı kurulmasından, başka türlü varlığını sürdüremeyeceğinden bana ne? Öyleyken, kim ne için yargılayabilir beni? Siz ne derseniz deyin, bütün bunlar olanaksızdır, haksızlıktır.
Reklam
"Acımayı bilen, şefkatle dolu büyük bir yüreği var onun."
Sayfa 292
İnsan tüm hayatını parmakla işaret eden ve bir adım mesafede kendisini bekleyen bir kitabın varlığını bazen bilmiyor
Sayfa 103 - KoridorKitabı okudu
Şunu unutmayın, insanın kendi küçüklüğünün, zayıflığının bilincine varmasının öyle bir utanç sınırı vardır ki, bunun ötesine geçemeyip kendi utancından muazzam bir haz duymaya başlar... Tevazu bu anlamda çok büyük bir güçtür kuşkusuz, bunu kabul ederim, ama dinin tevazuu bir güç olarak kabul etmesinin hiçbir manası yok.
Bu sonsuz şölen bir beni fazla buluyorsa, neyleyim ben sizin o doğanızı, Pavlovsk parkınızı, güneşinizin doğuşunu batışını, masmavi gökyüzünüzü, mutlu yüzlerinizi? Güneşin ışığında çevremde vızılyarak dolaşıp duran şu küçücük sinek bile bu şölenin, bu koronun bir üyesi olduğunun, burada onun da bir yeri olduğunun bilinciyle mutluyken, bu şölenden haz duyuyorken, ben sırf yüreksizliğimden dışlanmış olduğumu bu zamana dek anlamaya yanaşmamışken, her dakika, her saniye bunu düşünmek zorundaysam neme gerek bütün bu güzellikler?
Reklam
"O kadar dolmuş, içinde o kadar çok şey biriktirmişti ki hiç bir şey söyleyemedi. Sadece anlamlı bir jestle sessizce kalbini gösterdi"
Kötülüğün insanların normali olmasını istemiyorum ve buna inanmam mümkün değil.
Sayfa 87 - CanKitabı okudu
"artık, eskiden bildiğimden daha çok şeyin farkındayım, en iyi yıllarımı bir hiç uğruna yitirdiğimi biliyorum! bunun bilincinde olduğum için daha çok acı çekiyorum."
Sayfa 41
Ölüm böylesine korkunç bir şeyse, doğanın yasaları böylesine güçlüyse nasıl üstesinden gelinebilirdi bunun? Doğayı yenmiş, doğanın baş eğdiği, ‘Talita kumi’ dediğinde kızı ayağa kaldıran, ‘Lazar, dışarı çık’, dediğinde ölmüş Lazar’ı mezardan çıkaran bir insan, doğanın yasalarını şimdi yenemediyse sonra nasıl yenecekti?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.