"Sen şimdi çok uzaklarda ve hiç yokken buralarda "seni seviyorum" dediğin harfler kadarsın içimde. Her satırı yazdıkça sana biriktiriyorum umudumu. Bazı satırlarda hiç sen geçmiyor ve ben hâlâ kahve içerken seni arayabileceğim günleri düşünüyorum. Soğuk bir şehir var bende, senden kalan."
"Hak etmiyorum bunları ama yaşıyorum. Tanrının verdiği acıların fıçısını bir dikişte içiyorum. Okusan da anlaşılmam hissetsen de duyulmam. Elbet unutulur yazdıklarım. Hiç ummadığın anda renklere kavuştuğunda, kulaklarında en sevdiğin şarkı yankılanırken, o güzel yüreğin artık acımayınca, ben de unutulurum."
Söz verdiğimiz yerde buluştuk
Söz verdiğimiz zamanda değil
Ben yirmi yıl erken gelip bekledim
Sen geldin yirmi yıl geç
Ben seni beklemekten yaşlıyım
Sense beklettiğin için genç