Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum!
Şeyh Ahmet Yasin
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından
Bu kadar işlenmiş bir vahşet için en eğitimli zekalar kim bilir kaç asır bilenmiş,eğitilmişti?
Bir anadan doğmuş insan, öldürmenin acı çektirmenin ayrıntıları üzerine nasıl bu kadar dahice düşünebilmiş nasıl bu kadar yaratıcı olabilmisti? Basit bir şeydi ölmek. Nasıl böyle karmaşık ve uzun bir şeye dönüşebilmişti?
Kim kurmuştu işkence sehpasının düzeneğini ?
Bu ızgaralı demir yatağının ölçülerini hangi zihin oranlamıştı?
Kim hesaplanmıştı ipi geren bu çarkın çapını?
Çarmıh halatını kaydırmak için oluklar açmayı, onları yağlanmayı kim akıl etmişti?