Yaşamın İnanılmazları
Sharon MoalemSözler ve Alıntılar
Bazı araştırmacılar Tip 1 diyabetin otoimün (bağışıklık sistemiyle ilgili) bir hastalık olduğuna inanmaktadır; vücudun doğal savunma mekanizması bazı hücreleri, dışarıdan gelen istilacılar sanarak bunları yok etmeye kalkar. Tip 1 diyabet durumundaysa dostça açılan biyolojik ateşe düşen zavallı hücreler, ensülin üretiminden sorumlu pankreas hücreleridir. Ensülin yokluğu, vücuttaki kan şekeri rafinerisinin kapanması demektir. Günümüzde, Tip 1 diyabet, ameliyat yoluyla yerleştirilen ensülin pompalarının yanı sıra, kendi kendine yapılabilen günlük ensülin dozlarıyla da tedavi edilebilmektedir. Günlük ensülin iğnelerine ek olarak, Tip 1 diyabet hastalarının kan şekeri oranlarına sık sık baktırmaları ve çok disiplinli bir beslenme ve egzersiz düzenine sahip olmaları gerekmektedir.
Tip 2 diyabette, pankreas ensülin üretmeye devam eder- hatta bazen yüksek oranda üretir- ama ensülin üretim seviyesi er ya da geç çok düşük seviyelere iner veya vücuttaki diğer dokular buna karşı direnç gösterir ve kan şekerinin emilmesini ve enerjiye dönüştürülmesini engeller. Vücut ensülin üretmeye devam ettiği için, Tip 2 diyabet, birkaç ilaç kombinasyonu, dikkatli beslenme, kilo verme yoluyla ve kan şekeri ayarına dikkat ederek, ensülin enjeksiyonuna gerek kalmadan kontrol edilebilmektedir.
Sayfa 25Kitabı okudu
Fareler üzerinde yapılan bir çalışma, hamileliklerinin sadece ilk dört gününde, daha embriyo rahim içine tam olarak yerleşmeden, düşük proteinli besinlerle beslenen farelerin yavrularında yüksek tansiyon görülme olasılığının yüksek olduğunu göstermiştir. Koyunlar üzerinde yapılan bir araştırma da anneye özgü aynı etkiler görülmüştür. Daha embriyo rahime tam olarak yerleşmeden yani hamileliğin ilk günlerinde iyi beslenmeyen koyunların yavrularında kısa sürede, yavaş metabolizmalarının besinleri yağ olarak depolaması sonucu damar tıkanıklığı ortaya çıkmıştır.
Sayfa 164Kitabı okudu
Mart 1989'da güneş lekesi etkinliğindeki artış sonucu oluşan ani enerji artışı, Kuzey ABD ve Kanada bölgelerinde yaşayan 6 milyon kişiyi elektiriksiz bıraktı. Güneş o kadar fazla enerji gönderdi ki uydular yörüngelerinden çıktı, Kalifornya' da garaj kapıları kendiliğinden açılıp kapanmaya başladı ve milyonlarca insan Küba gibi güneyde olan bir ülkede kuzey ışıklarının bir çeşidini izleyebildi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Yenebilen meyve veren bitkiler kendi çıkarlarını düşünecek şekilde gelişmiştir. Hayvanlar meyveyi kopartır ve yerler. Meyve de tohum içerir. Hayvanlar hoplar, zıplar, koşar uçar ve en sonunda bu tohumu başka bir yere bırakır, o bitkiye yayılma ve üreme şansı verir. Armut dibine düşer, ama sadece bir hayvan onu alıp yemediği veya başka yere götürmediği sürece. Bu gastronomik bir otostoptur ve herkesin işine gelir. Aslında, olgunlaşmış meyveler kolay toplanıp hatta kendiliğinden düşerken, olgunlaşmamış meyvenin toplanmasının zor olması bu yüzdendir, bitki içindeki tohumlar gelişimini tamamlamadan meyveyi koparmanızı istemez. Doğa Ana'nın mekanında bedava yemek
yoktur.
Sayfa 77Kitabı okudu
Araştırmacılar DNA'nızın yaklaşık üçte birinin virüslerden oluştuğuna inanmaktadır. Diğer bir deyişle, evrimimiz sadece virüs ve bakterilere adaptasyonla değil, büyük ihtimalle virüs ve bakterilerle bütünleşme ile şekillenmiştir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Eğer bu satırları okurken sütlü kahvenizi yudumluyor veya dondurmanızı yalıyorsanız, siz bir mutantsınız. Dünya üzerindeki erişkinlerin çoğu rahatsızlık verici bir sindirim reaksiyonu yaşamadan süt içememekte veya sütlü şeyler yiyememektedir. Anne sütünden kesildikten sonra vücutları, sütün şeker bileşeni olan laktozu sindiren enzimi üretmeyi bırakır. Ama eğer, laktoz intoleransı olarak bilinen, şişme, kramp ve ishal gibi şikayetleriniz olmadan süt içebiliyorsanız, şanslı bir mutantsınız. Büyük ihtimalle atalarınız hayvan sütü içen çiftçilerdi, çünkü evrimin bir ayağında, laktaz adı verilen ve laktozu işleyen enzimin insanlar arasında üretilmeye devam etmesini sağlayan bir mutasyon ortaya çıkmış ve bu mutasyon sizin genomu bulana kadar çiftçi nesiller arasında yayılmıştır.
Sayfa 60Kitabı okudu
Her şeyden önce yalnız değilsiniz. Şu anda yatakta yataktasınız veya sahilde otursanız bile yanınızda bakteriler, böcekler, mantarlar ve daha bilinmeyen pek çok canlı organizma bulunmaktadır. Bazıları içinizdedir; sindirim sisteminiz, yiyeceklerin sindirilmesinde önemli yardımı bulunan milyonlarca bakteriyle doludur. Laboratuvar dışındaki her yaşam biçiminde bu birliktelik bir statükodur. Bu yaşamın büyük bir kısmı organizmaların birbirini bazen olumlu bazen olumsuz bazen de her iki yönde etkilemesiyle sürüp gitmektedir.