Buranın evlenmek için mükemmel bir yer olacağını düşündüm.”
Parmağıyla bir çardak çizimini daire içine aldı ama gözlerim onunkilere kaydı.
“Evlenmek mi?”
Hayes küçük kadife bir kutuyu masaya bıraktı.
“Evlen benimle, Ev.” Hareket edemiyordum. Nefes alamıyordum. Hayes kutuyu alıp ayağa kalktı. Bana doğru yaklaştı ve dizlerinin üzerine, ba caklarımın arasına yerleşti.
“Sonsuza dek sen ve ben olacağımızı zaten biliyorsun ama ev biter bitmez, bir sonraki bölüme geçmek istiyorum. Kendimi sana mümkün olan her şekilde bağlamak istiyorum. Seninle bir aile kurmak istiyorum. Sen de bunu istiyor musun?”
“İstiyorum,” diye fısıldadım. Gözyaşlarını yanaklarımdan aşağı doğru süzülüyordu. “Bundan daha çok istediğim hiçbir şey yok.” Hayes, üzerinde muhteşem bir pırlanta olan yüzüğü parmağıma takarken, aradığım o huzurdan çok daha fazlasını hissediyordum.