Bahar Buselik
Nurullah Genç'in son şiir kitabı, 2 ay önce çıkmış dumanı üstünde bir kitap. İsmi gibi bahar çiçekleri ve makam isimleri ile süslenmiş şiirler. Beğendin mi derseniz; şiir nimettir, nimete çirkin denmez. Uslup açısından genel olarak benim damak tadıma pek uymadı diyerek beğendiğim mısraları sizlere de arz edeyim.
Ben ağı örümceğe öğretenin adıyla
Açarım kapıları
.
Sen hangi mesafenin sahibisin ki, her gün
Eteğinde taşıyıp oyalı mendilini
Bin bir çiçek özüyle seni beklesin dağlar
İncitme canı bahar
.
Sen yine tenha
Duyulmuyor ötenin çığlıkları
Gazaba uğramış yüzlerden değil
Vehimlerden değil, hazlardan değil
Gaybdan alırız düşlerimizi
.
Neden hep gidenleri gösteriyor yalnızlık
Bu kadar mı çaresiz yeryüzünde aynalar
.
Kelam içimden dökülsün benim
Bir şiire tahtırevan olalım
.
Rüyaların hüsranıdır unutmak
.
Bir buselik ömrü vardır sevdanın
.
Gök yüzüne bak ki sana geleyim
Ben ki bir abdalım viranelerde
.
Çeşme başında bekleyen umut
Bazen bir dervişin avuçlarında dua
Bazen deniz oluyor
.
Kitaplardan buluyorsun dağları
Bırakıyorsun omuzlarıma
.
Çiğdemler açarken dallar eğilir
Hasretinden susanların yüzünden
.
Avuçlarında unutma beni
.
Sen bu havaları bilmezdin oysa
Bir yerden bir yere göçerdin her gün
.
Sevda bilmeyene su-izan olur
.
Yüreği secdeye varan ruhların
Camdan bir minare olur tenleri
.
Dediler durursan kapanmaz yara
Ben ve gölgem yine düştük yollara
.
Beni bir ten beşiğine koydular
Yokluğuna hayır dedi gözlerim
.
Ben yarasaların
Kadife çiçeğine yukarıdan baktığını
Bu şiiri yazdığımda anladım
.
Durmak istiyorum durmak ve görmek
Hangi meleklerin dünyaya inip
Kimin mezarında ağladığını
.
Ben seni el ele
Sonsuz bir ışığa çağırıyorum
Yıldızların saçlarına dokunup
Gülümseyeceği bir uzay boşluğuna
.
Hiç bir şey vezinsiz değildir bahar
Ahenksiz, tutkusuz, renksiz, pervasız
Kanatlanmıyorsa bir şiir, dünya
Kurak bir alemin civarındadır
.