Sürekli okuma listelerinde gördüğüm ve merak edip okuduğum "Bülbülü öldürmek" kitabını nihayet bitirdim. Ne yalan söyleyeyim kitap beklentimi karşılamadı. Vasatın biraz üzerinde gibi geldi bana. Öyle liste başlarını dolduracak bir kitap değil tabiki de.
Bestseller olmasında Amerikalıların günah çıkarma anlayışının önemi var sanırım.
Kitap küçük bir kız çocuğunun etrafında gelişenleri anlama çabasıyla ilerliyor. Lakin küçük kızın bakış açısıyla okuduğumuz kitapta ilginç bir şekilde Barok tarzı mimari ve Viktoria tarzı pencere gibi pek çok teknik terim geçiyor. Burası da bana ilginç geldi doğrusu.
Kitap klasik bir Amerikan romanı. Zencilerin daima haksız oldukları gibi Amerika'ya özgü ilginç sınıfsal çatışmalardan bahsediliyor.
Amerika'nın nasıl oluştuğunu anladığımız zaman bütün bu sınıf çatışmalarını da sanırım anlamış oluruz. Barbar, bencil ve aç gözlü Avrupalıların para hırsı ile bir kıtada yaşayan yerel halkı yok edip kurdukları düzende elbette sıkıntılar olacaktır. Bir beyazın bir siyahın avukatı olması onu savunmuş olması sıradan bir şey. Bunun için günah çıkartıyorlar demiştim. Amerika kıtası Avrupalılar tarafından istila edilince yerli halk Avrupa'dan gelenler ile bulaşan veba yüzünden çoğu öldüğü için. Afrika gibi ülkelerden işçi olarak çalıştırmak için köle ticareti başlıyor. Siyahlar Amerika ya bu şekilde gelmeye başlıyor. Yani köle olarak. Bu tür kitapların bilinç altında bunlar var. Yazık yüzyıl geçmiş. Amerika hala köleliği kaldırmaya çalışıyor.Kitap da baştan sona kitabı abarttıkları şeyi aradım ama bulamadım.
Kitapla ilgili çok fazla övücü şeyler duymasam bu incelemeyi bile yazmazdım.