Gönderi

441 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kronolojik Rus edebiyatı okumalarımda sıra 1855 yılında yazılmış olan bu kitaba geldi ama üç romanın toparlandığı bu kitaba. Başlamadan önce heyecanlıyken, siteye okuyorum diye girdiğim sırada bu kadar az kişinin -38 kişi, koskoca bir Rus yazarın okunma sayısı. Evet 38.- okumuş olduğunu gördüğümden dolayı bir buruklukla başladım, yalan yok. Ama ilk paragrafı okuduktan sonra uzun zamandır Rus isimleri görmediğimden olsa gerek ilaç gibi geldi. Yine uzun ve etkili betimlemeler ve yine Rus edebiyatı... Unutmadan söyleyeyim ilk kez Turgenyev okumama rağmen, romanın kurgusu -Rudin için konuşuyorum- çok tanıdıktı. Nerden tanıdık derseniz, tabiki de Puşkin'den diyeceğim. Benzetme yönünü şu bağlamda kullandım: Bir köy yada daha büyük yerleşim yeri vardır. Bölgenin yerel eşrafı, bir kaç soylusu, zengini ve komikli insanları bulunur. Bunlar kendi başlarına sıkıcı hayatlarını sürdürürken sonra yine Soylu olan ama çok tanınmayan birisi gelir o bölgeye. Sonra birden hem konuşmasıyla hem soyluluğuyla herkesi etkiler. Bütün kızlar aşık olur, erkekler onu kıskanır. Sonra bu soylu görünen kişi en soylu görünen kişinin kızına aşık olur, ancak işsiz olduğundan onaylanmaz bu ilişki ne kadar zeki ve soylu olsada. Herneyse bir takım olaylardan sonra bu yeni konuk geldiği yerden, geldiği gibi ayrılmak zorunda kalır. O gittikten sonra herşey eskisine döner. Yine kendi halinde mutlu olur köy. Ta ki uzun bir süre sonra bir şekilde o kasabadan biriyle denk gelene kadar. Bu denk gelişte eski defterler açılır, konuşmalar yapılır ve hikaye bağlanırdı. Rudin'de farklı olarak bu anlattığım karakter, köyü terk ettikten sonra hikayeden tamamen kopmuş olmasıydı. Yani Rudin köyü terkettikten sonra hikaye bitseymiş bir şey kaybetmemiş olurduk. Olsun Turgenyev'in kaleminden üç beş satır daha fazla okumuş olduk. Bu hikayeyle ilgili değerlendirmem şöyle oldu. Çok özgün gelmedi. Ve hikaye bir yere bağlanmadı. Ama güzel olan tarafları da vardı. Mesela sürükleyicilik üst düzeydi. Hiç sıkılmadan çevirdim sayfaları ve iki oturuşta bitirdim muhtemelen. Ayrıca tanıttığı karakterler güzel insanlardı. Bu yönlerden hoşuma gitti. İkinci roman/novella İlk aşk adlı eser kitaptaki. Çok naif bir giriş yapılarak başlanmış kitaba. Çok hoşuma gitti. Şöyle ki bir ortamdaki üç beş kişi birbirlerine ilk aşklarını anlatıyorlar. Bunlardan biri de orada anlatamayıp yazmaya karar veriyor ve 2 hafta sonra bizlerde o yazdıklarını okuyoruz. 16 yaşındaki genç bir erkeğin, 21 yaşındaki genç bir kadına aşık olmasının hikayesi... Ancak masallarda anlatılacak kadar güzel bir kadının etrafında birbirinden soylu, yakışıklı, iş sahibi, yaşları daha uygun birden fazla erkek varken gariban 16 yaşındaki bir çocuğun nasıl şansı olabilirdi ki ? Hemde son derece havalı ve şımartılmış, aşırı derecede sosyal ve hala çocukluğunu kaybetmemiş her erkeğin sahip olmak isteyeceği türden bir kadın için 16 yaşındaki bir çocuk ne olabilirdi ki ? Böyle sıcak bir hikayenin benim tarafımdan büyük bir gülümsemeyle okunmasının altında nispeten benzer yaşanmışlıklar yattığını nihayet kendime itiraf edebildim tabi. Peki ya aşık olduğunuz kıza, babanızın aşık olması ??? Ve sizin bunu bilmenize rağmen o kıza hala aşık olmaya devam etmeniz, etmek zorunda olmanız. Romandan çıkartılacak tek bir cümle: Aşk kötü bir şey olmalı. Üçüncü ve son romanda İlkbahar Selleri güzel bir dörtlükle başlıyor. İlkbahar selleri romanı; bir Rus tarafından yazılmış, Almanya'da geçen, karakterleri İtalyan olan ama yeri geldiğinde Fransızca konuşabilen insanları anlatan son derece sınırlar ötesi kozmopolit bir roman. Bir Rus'un bir İtalyan kadına aşkını anlatıyor. Çok naif bir romandı. Kitabın geneli boyunca gözümden kaçmayan başka bir şey sürekli Puşkin referanslarının verilmesiydi. Anlaşılan o ki sevgili Turgenyev, Puşkin'i -benim gibi- çok seviyormuş. Tüm kitapta sevmediğim beni irrite eden şey, sorumlusu kimdir bilmiyorum artık çevirmen midir, editör müdür, düzelti midir herkesin kadın yerine bayan kelimesini kullanması. Hiçbirinizin gözüne batmadı mı bu yahu ? Gerçekten batmadı mı yoksa bilerek mi böyle bir tercihe mi gittiniz çok merak ediyorum. O kadar zor bir şey değil. Kadına kadın diyeceksiniz. Her şeye rağmen okumaktan büyük keyif aldım. Bu denli aşk hikayeleri şu sıkıcı olduğunu düşündüğüm zamanda geleceğe dair ufacıkta olsa bir umut aşıladı bana. 170 180 yıl öncesinden ufacık bir umut. Umarım sizinde aynı umutlar kapınızı çalar. Ve kim bilir, belki de bir gün aynı umudun kapısında görürüz birbirlerimizi...
Rudin - İlk Aşk - İlkbahar Selleri
Rudin - İlk Aşk - İlkbahar SelleriIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019764 okunma
·
449 görüntüleme
Elif okurunun profil resmi
Bu kitabın bu kadar az okunması beni de çok şaşırttı. Hala 280 kişi okumuş. Kesinlikle hak ettiği değeri almamış... Yorumunuz için teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.