Şu sıralar ben de kendisiyle çok haşır neşirim. Çok da keyifli gidiyor. İki öykü kitabı var önümde, birini geçen sene ‘bir aralıkta’ okumuştum. Şimdi diğerine başladım. Baktım böyle olmayacak, geçen sene üstünkörü okuduğum kitabı da koydum önüme... Bir onu okuyorum tekrardan, bir diğerini... Böyle gidecek bu bir süre. Çok iyi geldi çünkü bana... Böyle bir halin içindeyken ve okumaya mola vermişken, şimdi senin incelemen çıktı karşıma. Dedim, ben bıraksam da Sait Faik bırakmayacak bu gece beni:) Tam yerine denk geldi yani... Yazdıklarını okurken, sıcağı sıcağına anladım şu an senin de içinde bulunduğun hali... Tebessümle okudum o yüzden bu güzel incelemeyi... İşte bir yazar, zamanı mekanı silip, iki okurunu böyle buluşturabiliyor demek ki... Farklı bir zamanda, farklı bir mekanda... Yüreğine sağlık İbrahim Hocam... Eğer tekrar dönecek olursan bu tarafa, ben Menekşe Vadisi’nin yanındaki yokuştan çıktım, sabahın kör karanlığında balıkçıların teknesine doğru yürüyorum. Oralarda bir yerde görüşürüz:) Sağlıcakla...