Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
“Aşk da dinazorlar gibidir, bütün dünya onların ölümünü düşünerek oyalanır.” Bir müzede, dinazor iskeletinin önünde başlayan bir aşk. Kendisi de emin olmamakla birlikte 100 yaşında olan bir kadının anılarından tutkulu bir aşkı dinliyoruz. Evli bir adama duyduğu saplantılı, yoğun duygulara kendini bırakıp toplumun üzerine yüklediği rollere başkaldıran bir kadın. Geç bulduğu gençlik aşkını kaybeden, artık gelmeyecek olanı bekleyen bir kadın. Kadının zihni muğlak. Her şey belirsizlik denizinde.. Akıllılık ve delilik arasında gidip geliyor cümleleri. Böylesi daha bir keyif veriyor okurken. Arka planda Berlin Duvarı’nın ayırdığı insanların dönemi. Bu anılardan bir an olsun bile sıkılmıyorum, dinliyorum bu kadını. Anlattıkları dokunuyor içimde bir yere. Kendimce bir sona bağlamak istemiyorum olanları. Onun yazdığı sonu da delilik kısmına veriyorum. Seni kazanmak veya bu dünyadan göç etmek.. Müze, dinazor, Berlin Duvarı, savaş, et yiyen bitkiler, hüznün güzelliği, aşk, tutkuyu kitabında bir araya getiren Alman yazar Monika Maron’un üslubuna bayıldım. Aşkı anlatan nefis cümlelerini de size bırakıyorum. “Bir insan bizi değiştirmeyi başarabilir. arzuladığımız hatta içimizde sarsılmadan ya da uyanmadan gizli durduklarını bildiğimiz özellikler, aşık olduğumuz saniye, onlarla birlikte yaşamaya alışkın olduğumuz öteki özellikleri kovarlar. Bir daha kendimizi tanıyamayız. Daha güzel, daha uysal, daha bilge oluruz. Kibrimizden ve fesatlığımızdan kurtuluruz. En kötü düşmanımıza boyun eğecek durumdayızdır. Her ağacı, her caddeyi, her dakikayı mutluluğumuzla ışıtırız ve onların o zamana kadar keşfedilmemiş güzelliklerine şaşırırız. Kendimizi gökyüzüyle, yağmurla, rüzgarla bir hissederiz. Nihayet bu dünyaya aitizdir ve nihayet artık bu dünyaya ait değilizdir.”
Animal Triste
Animal TristeMonika Maron · Alef · 2016415 okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.