Hayatında hiç mi yenilmemiş, hiç mi bir engelle karşılaşmamış bu adam. Hiç sıkıntı çekmemiş, acı hep teğet mi geçmiş? Bu kadar dümdüz, engelsiz, acısız, kedersiz bir hayatın içinde insan nasıl gelişebilir, nasıl olgunlaşabilir?
Ben istemem çünkü öyle olunca insan hiçbir şeyin kıymetini anlamaz bişeylere kıymet vermek için o şeye çabuk ulaşmak değil ulaşmak için çabalamış olmak gerekir örneğin bi erkek bi kadını çabuk elde ederse onu cepte bilir ama onu elde etmek için çabalarsa işte o zaman onun için çok kıymetli olur.
Tüm cevherler belli engellere temas ederek ortaya çıkar. Eğer değerli madenlerin çıkarımı bu kadar zor olmasaydı bu kadar değer biçilmezdi. Bizim de tıpkı madenler veya cevherler gibi belli engellere takılıp bazen engelde bir parçamızı takılı bırakarak bazen de engeli peşimize takarak yürüdüğümüz olur. Ve zamanla en baştaki bizden biraz eksik biraz fazla bambaşka bir ben olur.
İnsanoğlu acı çekmeden neden olgunlaşmaz yaşamadan anlamamak gibi ama artık empati yeteneğimiz artıyor anlayarak da olgunlaşmayı öğrenmemiz lazım acıları bilerek ama iyi ile güzel olanla ilerleyebilmek mümkün değil mi yani