"Bu dünya kimseye baki değil."》Yıl 1968. İstanbul sokaklarındayız. O zaman da mı otobüsler hep kalabalıktı? Dolmuş şoförleri o zaman da mı para üstü vermeyi unuturdu? O zaman da çalışmak zorunda olan çocuklar vardı değil mi? Yoksulluk, ezilen insanlar, yaşam mücadelesi o zaman da vardı değil mi?
》Tramvaylar, eski sokaklar, gazete satan çocuklar, yıkıldı yıkılacak evler ve burnumuza gelen o ahşap kokusu, yazlık sinemalar, samimi diyaloglar, sokak ağzı, biraz argo ama tam olarak içimizden birileri, bizden bir şeyler... Önünden geçtiğimiz herhangi bir kapının ardında yaşanmış olabilecek hikayeleri anlatmış Orhan Kemal.
》Kendisinden ilk kez öykü kitabı okuyorum. Ama 1969'da hem Türk Dil Kurumu hem de Sait Faik Hikaye Ödüllerini kazanmış bir kitap.
》İçerisinde 17 hikaye bulunuyor:
Önce Ekmek
Bir Çocuk
Üçüncü
Tarzan
Coni
Mavi Taşlı Küpe
Çocuklar
Pazartesi
Sevmiyordu
İncir Çekirdeği
Elli Kuruş
Sağiç
Sezai Bey
Taş
İki Buçuk
Biletsiz
Uzman
Benim en beğendiklerim Önce Ekmek, İncir Çekirdeği, Elli Kuruş ve İki Buçuk oldu.
》Genel olarak hikayelerin konusu; şehir insanının önce kendine, sonra insana, sonra da yaşama tutunma çabası, parasızlık, geçinme derdi diyebilirim.
》Kitabı da ailesinin geçimi için eğitimini yarıda bırakan, bir sıcak yatak ve yemek için hapishaneye girmeyi göze alan, okumak için çalışan, patronunun kabalığına ve eziyetine rağmen sabırla çalışmak zorunda olan, küçük yaşta evlendirilen ve mutsuz olan, hayallerini gerçekleştiremeyen, en büyük korkusu yoksulluk olan kahramanlar oluşturuyor.
》Tabi ne kadar üzücü olsa da yazar bir yandan da okurun insana dair inancını besliyor, güçlendiriyor ve direnme gücünü, umudunu artırıyor.
》Yazar temiz, akıcı bir dil ve üslüpla yazdığı bu kitabında, dönemin konuşma kalıplarına da yer vermiş. İçinde bolca diyalog bulunması ve hikayelerin de kısa kısa olması sebebiyle okurken zorlanmıyorsunuz.
》Genelde birçok okur öykü kitaplarını sevmez. En azından romana nazaran. Ben de öyleyim. Neden bilmiyorum ama sanırım öykünün sonunda oluşan bitmemişlik hissinden kaynaklanıyor bu durum. Ama Orhan Kemal gibi usta bir isim söz konusu olunca işler değişebiliyormuş. Kısacası okuyun derim efendim, kitapla kalın...