"Mutluluğun gözü kördür, Yalnızlık sağır."
İlk kez bir şiir kitabında bu kadar etkilendim, yazılan tüm incelemeleri okudum neredeyse ve neredeyse herkes bu sözleri sarf etmiş. Sadece şu dizeyi görünce başlama kararı aldım çoğu kişi gibi;
"İbrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim..."
Bu ne biçim bir şey? Bayıldım! Şairin bilinen ve en çok sevilen şiiri İbrahim olsa da benim için "Kunâla" bir ayrıdır.
"Vakit geldi kunâla
dünyayı göreli çok oldu
tam kırk yılda seni buldum kunâla
bu can tenden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir kerecik sevmek çok değil"
(...)
Hemen dayanamayıp kitaba başladım ve her dizesini neredeyse iki defa okuma kararı aldı kalbim, dayanamamış o da sanırım. :)
Sonrasında yazarı tanımam gerektiğini düşünüp bir de ona bakındım, sahi kimdi bu Asaf Hâlet Çelebi ?
1907 yılında İstanbul'da doğdu. 18 yaşına kadar gazel ve rubai yazmış, daha sonra serbest şiire yönelmiştir. 1958 yılında öldü. Belki hayatı o kadar ahım şahım olamayabilir ama şiirleri çok etkileyici. Özellikle belirtme istediğim bir şiiri daha var "Mağara" şiiri.
"İçimdeki mağarada,
Kurumuş ölüler yatar.
Zehirle gülen zümrüt
Ve yakut yatak içinde
Bir zaman
Beni uğurlamaya gelen
Haramîler
İçimdeki mağarada
Bir yığın kitap var.
Bakınca yakından,
Tasvirlerin gözleri oynar
Ve konuşur.
Hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
Ve gözleri benim gözüm gibi."
Allah'ım bu nasıl bir şiir? Uzun zamandan sonra ilk kez bir kitabı nasıl öveceğimi bilmiyorum, okuyun arkadaşlar okuyun ve okutturun!!