Gönderi

517 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
✿ ✿ ✿
Jack London
Jack London
, Amerikalı bir gazeteci ve aynı zamanda roman yazarıdır. Yaşadığı 1876-1916 yıllarında Amerika’da sert bir döneme tanıklık etmiştir. Yaşamı romanlarına da konu olan zorluklar barındırmıştır. London buhran döneminde kenevir fabrikasında çalışmıştır. Sanayi Devrimi ile beraber çalışma hayatının vahşi bir hal aldığı bu dönemi ve bu durumun işçi sınıfına etkisini eserlerinde sık sık işlemiştir. İçinde bulunduğu durumu şu sözlerle dile getirmiştir: “İşçi sınıfının içinde doğdum. Heves, tutku ve idealleri erken yaşta keşfettim ve çocukluğumda bunları tatmin etmeyi kendime dert edindim. İçinde bulunduğum çevre kaba, sert ve vahşiydi. Kendime ait bir bakış açım yoktu ama gözüm yukarlardaydı. Toplumdaki yerim en alttaydı. Burada beden ve ruh için pislik ve sefaletten başka bir şey yoktu; beden de ruh da aynı şekilde aç ve azap içindeydi.” İşçi sınıfında yer alan ve daha 14 yaşına gelmeden beden gücüyle birçok işte çalışmak zorunda kalan London, aynı zamanda denizcilik de yapmıştır. Denizcilik yaparken Japonya’da bir tayfuna yakalanmış ve bu olayı yazıya dökerek, bir edebiyat yarışmasında birinci olmuştur. İçinde bulunduğu ağır koşulların da etkisiyle yazar olma isteği şiddetlenmiş, yazmış olduğu yazıları sürekli dergilere göndermeye başlamış ve geçimini bu yazılarla sağlamaya çalışmıştır. 1990 yılında kaleme alınan
Martin Eden
Martin Eden
, genç bir işçi olan Martin’in yazar olma yolundaki mücadelesini konu alıyor. Martin’in kavgadan kurtardığı bir genç, Martin'i evine yemeğe davet ediyor. Martin evlerine konuk olduğu bu aileden etkilenip onlar gibi kibar ve kültürlü olmak istiyor. Martin’in bu evde bulunan Ruth’a aşık olmasıyla bütün hayatı değişiyor kendi çabalarıyla eğitim alıyor ve dönüşümü başlıyor. Martin, Ruth’la evlenebilmek için saygın bir mesleğe sahip olması gerektiğini düşünmeye başlıyor. Kendisine en uygun mesleğin yazarlık olduğuna karar verince dergilere yazılarını gönderip bir taraftan gemilerde ve çamaşırhanelerde çalışmaya da devam ediyor. Martin’in yazar olma yolundaki azmi ve sabrı takdire şayan. Taş olsa çatlar ama bu Martın Eden! Peki amacına ulaşabilecek mi? “Halk kütüphanesindeki binlerce kitabı ilk gördüğünde, ağzı açık kalan ama sonrasında kitapların içinde yolunu bulmayı öğrenip onların efendisi olandı; geceleri yağ yakarak çalışan, mahmuzunu ayarlayıp yatan ve kitaplarını kendi başına yazandı.” [s.451] Eserde aşkın insana neler yaptırabileceğini çok bariz bir şekilde görüyoruz. Aşk, azim, başarı, yalnızlık… ah o finali! Seninle daha yeni yeni tanışıyorduk Martın! Eğitimsiz ve yoksulken aşık olduğu kıza denk olabilmek için kendini nasıl geliştirdiğini, bu yolda toplumdan nasıl uzaklaştığını, nasıl yabancılaşıp yalnız kaldığını gösterdi bize Martın. Yazarlık kariyeri her ne kadar Martın’nin hayatını mahvedip yok oluşuna sebep olduysa da hedefine ulaştı. Kitabı okurken çok sıkıldım. Belki biraz tuhaf kaçacak ama
Knut Hamsun
Knut Hamsun
’nun
Açlık
Açlık
kitabına benzettim biraz. Biraz değil, hatta okurken Açlık’ı yeniden okuyormuşum gibi hissettim. Beni kendisine çeken son 100 sayfasıydı. Martın ile yeni yeni tanışıyordum ki ne olduğunu anlamadan bitti. Eser zaten yarı otobiyografi. Böyle olması beni çok şaşırttı. Kurgu sanmıştım. Niye bu kadar geç okudum ben de bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var o da Martın’ın bende derin izler bıraktığı. ✿ ✿ ✿
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,2bin okunma
··
2.461 görüntüleme
Sibeveyhi okurunun profil resmi
Maşallah. 4 günde okudun.
Mutlu okurunun profil resmi
İlk 3 günü çok sıkıcıydı
4 sonraki yanıtı göster
Fatma Tuba Uğur okurunun profil resmi
Bu eseri çok merak ediyordum fakat çok da erteliyordum. Sizin paylaşımlarınız beni çok meraklandı. Hemen temin ettim. Biraz da sizin sayenizde okuyorum. Böyle güzel okurları görmek ve bulmak çok güzel.
Mutlu okurunun profil resmi
Çok sevindim keyifli okumalar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.