Ve bitti,
Biterken bittim ben de.
Son yıllarda okuduğum en kapsamlı, en bilgi yüklü, en sıra dışı, en yorucu ama merak duygumu en tatmin eden eser oldu diyebilirim.
David Brown eser için: "Bu kitabın özetinin çıkarılması ona haksızlık olur," diyor. O kadar haklı ki! Çağdaş bir ansiklopedi adeta. Sıkmayan, kendini okutan, fotoğraflarıyla, tablolarıyla, çizelgeleriyle yeni nesil bir ansiklopedi. Neresinden tutsan kayda değer. Nasıl özeti çıksın şimdi bu kitabın. Ve ben şimdi nasıl inceleyeyim!
"Ve tüm hikaye bundan 13.000 yıl önce Orta Doğu’da yaşayan bir insanın bir buğday tanesini toprağa ekmesiyle başlıyor." Eserin tanıtım cümlesi... Ve o günden bu güne ne çok seyir alıyor İnsanlık tarihi... Ne çok soru birikiyor kafamızda cevaplanması gereken. Bu kitabın yazılış gayelerinin başında da bu geliyor: Zihnimizde oluşan sorulara bir nebze de olsa cevap vermek... Veriyor mu peki? Ben kendi adıma ikna oldum.
Öyle basit sorular da değil.
Birçok bilimin ilgi alanına giren, hâlâ cevap bulmakta zorlanılan...
-İnsanlar neden dünyanın farklı kıtalarında farklı düzeyde geliştiler? Bunun cevabı genetik mi yoksa çevresel faktörler mi? Farklı gelişmişliği nasıl açıklayabiliriz? Birbirinden habersiz farklı kıtalarda farklı gelişim gösteren insanların bir kısmı çok zeki diğer kısmı aptal mı!
-Nesli tükenen hayvanları nasıl açıklayabiliriz? İnsan dünyaya geldiği için mı yok oldular, yoksa iklim değişimleri, dünyanın geçirdiği evreler mi? Peki tesadüf mü gidiş zamanlarının insanların dünyaya geliş zamanları ile yakınlık göstermesi... İnsan gerçekten de en tehlikeli hayvan mı?
-Avrupalılar Amerika'ya bir avuç insanla nasıl sahip oldular? İnka ve Aztek imparatorlukları neden o kadar kolay mağlup edildi?
-Avrupalıların bulaşıcı hastalıkları Amerika ve Afrikalıları öldürürken Amerika ve Afrika'daki hastalıklar neden Avrupalılara zarar vermedi?
BİLİYOR MUYDUNUZ!
-Bu bulaşıcı hastalıklar ile 20 milyon olan Meksika nüfusunun 1,6 milyona kadar düştüğünü?
-Kıtanın nüfusunun Avrupa'dan gelen hastalıklarla %95 oranında düştüğünü.
Kitabı okumadan önce demiştim isminde neden "mikrop" var diye. Meğer eserin yapıtaşı, dünya tarihinin seyrini veren durummuş.
-Çiftçilerin avcı toplayıcı olarak yaşayan insanlardan günün daha çok vaktinde çalıştığını, daha çok yorulduğunu ve daha çok hastalıkla uğraştığını?
-Bitkilerin evcilleştirilebildiğini biliyor muydunuz?
-Çitaların başkaları varken çiftleşemediğini ve bu yüzden evcilleştirme çabalarının boşa gittiğini? (Sen bakarken soyunamıyorum diyorlar demek ki)
Türkiye'ye özel ön söz ile başlıyor eser: Dünyanın Türkiye'ye Borcu. Türklerin neden Türkçe konuştuğundan İngilizce'nin doğuşuna kadar kapsamlı bir ön söz... Bu zamana kadar ne oldu ve bundan sonra ne olacak?
Ardından toplam 20 bölümden oluşan 4 kısım geliyor...
Bu kısımlarda o kadar çok konuya temas ediliyor ki:
MÖ. 11.000 yılından günümüze bütün kıtalar, coğrafyanın topluma verdiği şekil, çiftçinin gücü, tüfeklerin, mikropların ve çeliğin kökenleri, yiyecek üretimi, hayvan varlığı, mikropların evrimi, yazının evrimi, teknolojinin evrimi, yönetimin ve dinin evrimi, Yeni Gine, Doğu Asya, Avustronezya, Amerika, Afrika ve Japonya tarihi... Tüm bunlar ile ilgili bilgiler, araştırmalar, fotoğraflar, tablolar, grafikler...
"Evcilleştirilebilen hayvanların hepsi birbirine benzer, her evcilleştirilemeyen hayvanın evcilleştirilememe nedeni farklıdır." (s. 182)
Tanıdık geldi değil mi?
Burada grup kurmuş ve hep birlikte okumuştuk.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens'i okurken bu kadar yorulmuştum. Son birkaç gündür gecem gündüzüm bu kitap oldu. Birlikte kalkıp birlikte uyuduk. Ciddi manada birlikte uyuduk: Okurken uyuyakalmışım, sabah kucağımda buldum.
Ve şimdi bitirmenin huzurunu yaşıyorum. Gururunu da... Bu huzuru ve gururu yaşatan iki kişiye teşekkür borçluyum: Bana kitabı hediye ederek okumama vesile olan
Filiz~ Hanım ve okuma sürecime eşlik ederek beni mutlu eden @ACZ0 Hanım. Bu uygulama amacı doğrultusunda kullanılırsa insana çok şey katıyor gerçekten. Birlikte gelişilebileceğinin en güzel kanıtı.
Fazladan okunan bir kitap bile insana çok şey katıyor. Hele o kitap
Tüfek Mikrop ve Çelik (Ciltli) gibi bir kitapsa kazanımları tahmin edilemez...
Keyifle okunsun,
Yorularak okunsun,
Nasıl okunursa okunsun ama okunsun.
Ve kitaplıklarınızda mutlaka yerini bulsun!
Bir solukta okudum yorumunuzu. Çok değerli bir paylaşım olmuş. Böyle bir kitabı nasıl anlatacaksınız diye merak ediyordum. Her zamanki gibi yine merak uyandıran bir paylaşım olmuş. Emeğinize sağlık hocam.