Gönderi

410 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Nasıl söze başlamam gerektiğini hatta söze başlamamın gerekip gerekmediğini bile bilmiyorum. Ülkemin başına böyle bir felaket gelmişken, geçen her dakika yitirdiğimiz can artarken bu yazıyı yazmam ne kadar doğru muhakeme yapmakta zorlanıyorum. Ama elimizden gelen maddi ve manevi desteği sağladıktan sonra yapabileceğimiz bir şey kalmıyor maalesef. Sağlam bir psikoloji ile yola devam edebilmemiz için artık bir şekilde yaşantımızı normale yaklaştırmalıyız diye düşünüyorum. Ben başlangıcı basit bir inceleme ile yapmak istedim çünkü biliyorum ki bana iyi gelecek. Kaybımız az değil, yeri dolmayacak, acısı tükenmeyecek ama yaşam kalanlar için devam ediyor. Rabbim vefat edenlere rahmet ve tüm ülkeme sabır versin. VUKUAT VAR (HANIMIN ÇİFTLİĞİ-1) Orhan Kemal, bize "Adana, Çukurova"nın; insanını, yaşantısını, siyasal ve sosyal yapısını en genel tanımıyla doğduğu toprakların kültürünü aktarıyor. Bu aktarımı gerek oluşturmuş olduğu tiplemeler gerekse yazım dili ile fazlasıyla ortaklaşa götürüyor yani yazarımız size; burada parası olanın borusu öter diğerininse tek vasfı köleliktir, kimse kimsenin yanında çıkarı olmadan barınmaz, ağzından "Allah" adını düşürmeyen adam yapar en büyük kalleşliği demektense bunu sergilemeyi tercih ediyor. "Orhan Kemal"den okuyacağım ilk kitap olmasından mütevellit anlatım yoğunluğu, kullandığı kelime kökenleri ve yazınsal daha pek çok konuda bilgi eksikliğim vardı. Bu eserdeki her cümle ve karakter benim için fazlasıyla sürpriz olacaktı kısacası. Beklediğimden çok daha sade bir anlatım ve umduğumdan çok daha fazla halk ağzından diyaloglarla karşı karşıya kaldım. Her ne kadar ağdalı betimlemeler, detaylı ruhsal izlenimler olmasa da "halk ağzından diyaloglar" diye nitelendirdiğim kısımlar benim için okuma zorluğu oluşturdu, yakınımda hep bir telefona-arama motoruna- ihtiyaç duydum dolayısıyla sık sık kurguda kesintiler ve aksamalar oldu. "Adana ağzı" ile konuşan hatta "Adana'nın sokak jargonunu" dilinden düşürmeyen, bu kültürden deyimler kullanan karakterler okumanın kurgu açısından pek çok faydası da vardı; istemsizce hal ve hareketleri kafamda daha kolay canlandırmaya başlamam, olayları daha kolay benimseyip tam ortasında hissetmem gibi. Keyif alarak okumama sebebiyet veren en önemli unsurun karakter yoğunluğu olduğunu düşünüyorum. Gerçekten fazlasıyla doyurucu bir kadrosu vardı; her çeşitten, amaçtan, fikirden.. Aynı zamanda bütün karakterlerin bir alt metni olup bu kadar gerçekçi, hayattan olması takdir edilesiydi. Dikkatlerden kaçmayacağını düşündüğüm bir nokta var, en başta köyümüzün imamı "Kabak Hafız" olmak üzere ziyadesiyle "Zülcelal, Mehdi-i Resul, İndullah" ile yatıp kalkan kişilikler bulunuyor eserde. Ağızda sakıza, cepte paraya ihtiyaç olunca kullanmak için ezberlendiğinden eğreti duruyor bu kelimler. Kanımca hem Orhan Kemal hem de pek çok okuyucu için yeri çok ayrı olan tek bir karakter var, "Muhsin Usta"; hayran olunasıydı. Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise kadının; erkeğin yatağını ısıttığı, doğurduğu çocukların nakit para olarak döneceği bir varlıktan öte görülmediği dönem ve eserde ideal erkek imgelemesi fazlasıyla şaşırtıcıydı. "Erkek dediğin; geniş cüsseli, uzun boylu, pala bıyıklı.." Kastetmek istediğim bu tarz kadın-erkek ilişkilerine, sosyal statülerine değinen kitaplarda fazlasıyla kadın imgelemesi görüyoruz "kadın dediğin" ile başlayan cümleler ve daha pek çoğu, erkeksen bu yeterli bir meziyettir, herhangi bir sıfata sahip olman gerekmez ama "Vukuat Var" türündeki diğer eserlerden bu noktada ayrışıyor. Erkek olman yetmiyor; boylu poslu, iri yarı ve daha pek çok sıfatı taşımanı istiyor buradaki kadınlar. Hatta bu o kadar ileri düzeyde yansıtılıyor ki, evli kadınların kocalarını bırakıp bu niteliklere sahip olan adamlara tabiri caizse koşmalarını eğer bunu yapamıyorlarsa hayal etmelerini okudum; fazlasıyla rahatsız ediciydi. Eserin sonlarına doğru yavaş yavaş tarımda makineleşme-gelişme, çoklu partilere geçiş süreci gibi dönemin sosyopolitik ve ekonomik yapısı ön plana çekilmişti bu da "Hanımın Çiftliği üçlemesi"nin bir sonraki kitabındaki işleyiş hakkında biraz ipucu barındırıyor olabilir. "1950'li yılların Adana'sını" Orhan Kemal'in kaleminden okumak keyif vericiydi, siz de neden bir şans vermeyesiniz ki? ---------------------------------------- "...okumuşlardan idareciler çekinir. Okumamışlardansa aftos piyos. Okumuşlara kül yutturamazlar, okumamışları çekerler idareye, dan dun etti mi pata küte döverler, kesesine kalır!"
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)Orhan Kemal · Everest Yayınları · 2019838 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.