Vahşi Kadınlar!Dikkat!
Sırf okumuş olmak için okunacak türden bir kitap değildir bu. Anlamak için emek vermeniz gereken bir kitap. Her sayfası dolu dolu. Yazarın yirmi yıldan fazla emek vererek yazdığı bu eserini anlamak (gerçekten anlamak) için sizin de biraz emek vermeniz gerekmektedir. Sıkıldığınız anda kitabı kapatmanızı öneririm. Çünkü hangi sayfasında neyi kaçıracağınızı bilemezsiniz. Bu arada sabırsız kişilerin bu kitabı yarıda bırakma ihtimali yüksek.
Yarıda bırakmamanız için buraya yazarın "Okura Not" başlığı altında geçen bir sözünü, bir nevi "bu kitap nasıl okunmalı?" işte bunun açıklamasını bırakıyorum.
Bu çalışma, yavaş yavaş ve uzun bir zaman diliminde yazıldı. Yazdım, çıkıp gittim, üzerine düşündüm, geri döndüm ve biraz daha yazdım, çıkıp gittim, biraz daha düşündüm ve geri döndüm ve biraz daha yazdım. Çoğu kişi bu çalışmayı yazıldığı şekilde okudu. Bir parça okuyup dışarı çıktılar, üstünde düşündüler, sonra tekrar geri geldiler.
Sayfa: 515
İlk bakışta okunması zor, ağır bir kitap gibi görünüyor. Fakat daha ilk öyküyü (Mavi Sakal) okuduğunuz anda bu korkunuzu yenmiş olacaksınız. En azından göründüğü kadar da korkunç bir kitap olmadığını anlıyorsunuz. Kitabın giriş kısmını sıkıcı diye kesinlikle atlamayın. Çünkü öykülerden sonra ki açıklamalarda giriş kısmında açıkladığı tabirlere çok sık denk geleceksiniz.
Peki kitap neyi anlatıyor?
Elbette tahmin ettiğiniz gibi güçlü kadınları anlatıyor. Vahşi kadınları. Karanlığın içine hapsedilmiş, bastırılmış, yok sayılmış kadınların yeniden doğuş öykülerini anlatıyor. Bu öykülerden yola çıkarak gölgeler arasında kalan kadınlara ışık oluyor, yeri geliyor içlerinde ki güçlü kadını bulmaları için onlara ayna oluyor.
Clarissa Pinkola Estés'e göre her kadının içinde sürekli dans eden, hayat dolu, güçlü, ilahi, yeniden var edebilen iki milyon yaşında bir kadın vardır. Bu bilge kadına ulaşmak için bazen en karanlığa ulaşmak gerektiğini düşünür. Yaptığı çok büyük hatalardan sağ kurtulanların (ders çıkaranların) bu kadına ulaşmalarının daha kolay olduğunu söylüyor. Bunu da "Hayat/Ölüm/Hayat" şeklinde tanımlıyor.
Kitapta sürekli geçen vahşi kadın sözü bastırılmış kadınsı duygularının yeniden kazanılması denilebilir. Gerçek kimliklerine yani kendileri olabilmeleri için neler yapmaları gerektiğine vurgu yapıyor. Ve daha da önemlisi bir kadının neden kendisi olması gerektiğine ve bunun önemine vurgu yapıyor.
Tüm kadınların okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Evet zaman zaman sıkılabilirsiniz ama inanın ki yazdığı öykülerden birisinde mutlaka kendinize denk geleceksiniz. Öykülerden sonra ki açıklamalarda kendi iç sesinizi duyacaksınız. Belki kendinize bile itiraf etmediğiniz şeylerin farkına varacaksınız. Bu kitap belki de şu anda yaşadığınız bir sıkıntıda size ışık olacak, yol gösterecek nitelikte bir kitap.
"Yazar feminist konu kadınlar" diyen erkekler varsa onların da neden okuması gerektiğine de değinelim.
Her kadının içinde ikinci bir benliği vardır. Biz erkekler bu ikinci benliği tanımak için çaba harcamazsak ister arkadaşlık olsun, ister sevgililik, ister eş olma durumu olsun. Bu ilişkilerin sonu hüsran olur. Çünkü kadının ikinci kişiliği sizi şaşırtabilir. Affallayıp kalabilirsiniz. Bir kadını ilk gördüğünüz halden ibaret sanmak yapacağınız en büyük hatadır. Anlayacağınız "kadınlar" göründüğünün çok daha fazlasıdır. Onların gerçek yüzlerine hatta daha da ötesine ruhlarına dokuna bilmek için bir kılavuz niteliğindedir bu kitap.
İşte bu yüzden de kadın erkek demeden okunacaklar listesine eklenmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Herkese keyifli okumalar.