•”Ne mutlu kalbine sen düşene, ve ne mutlu senin kalbine düşene.”Züleyha Yûsuf’a bir mektup yazmaya başlayınca "Yûsuf “diye başladı, "Yûsuf” diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemiyor. Anladı ki âşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelâm yok. Ve Züleyha’nın lügatinde “Yûsuf”tan öte sözcük yok.
•
Kur'an da en güzel kıssalardan birisidir Hz.Yûsuf'un kıssası.
Benimde merak ettiğim, ayrıntılı ve daha derin bilgi sahibi olmak istediğim bir konu.
Nazan Hocanın kitabıyla bir başlangıç yapmak istedim, iyi ki okumuşum. Nazan Hocanın dilini ve kitabını çok beğendim. Her ne kadar ayrıntılı almak yerine yüzeysel almış olsa da. En azından kafamda başlangıç için bir hikâye oluştu.
Daha çok mesnevi tarzında ve şiirsel yazmış. Ve bu da hikâyeyi daha etkileyici bir ruh ekliyor, yazan ve okuyucunun şahit olduğu bir ruh...
Herkesin az çok bildiği bu hikâyeyi hiç Züleyha tarafından baktınız mı, onun neler hissettiğini merak ettiniz mi. Bana anlattıklarında, ben Züleyha'da fazla suç bulamıyordum çünkü kalbi çoktan ruhunu ele geçirmişti. -Hatta ona fazla hayrandım- Yaptıkları hep bunun doğrultusunda, ona hep çok üzülmüştüm. Nazan Hoca sayesinde onun tarafından baktım, yaşadıklarını ve daha çok hissettiklerini çok iyi tasvir etmiş. Bu kitapta en sevdiğim kısımlar Züleyhan'nın anlatığı kısımlar. O acıyı çok iyi ilettiler okuyucuya.
Bu kitap bitmiş olabilir, ama ben bu hikâyeyi daha başka yazarlardan da okumak istiyorum. Size de tavsiye ediyorum, hiç sıkılmadan sizi kilitliyen bir anlatımı var. Ben kolay kolay bırakamadım, sürekli bir an önce tüm işim gücüm bitse de bir bölüm daha okusam, diyordum.
Bu hissi her kitapta yaşamam, Nazan Hocanın başka kitaplarıyla görüşmek dileğiyle.
•