Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yeter
İki hafta önce, eski çalıştığım restoranta Yeter adında bulaşıkçı bir teyze geldi. Extra yani yarım gün ya da tam gün ( 6 yada 12 saat ) 50-25 tl yevmiye için. Aslen Tokatlıymış, Sivas'ın bir köyüne gelin gitmiş. Ondan önce dört kardeşi doğumda öldüğü için annesi "Yeter artık, bu da ölmesin." diye adını Yeter koymuş. Anlatırken "Yeter" kelimesini öyle bir telaffuz edişi vardı ki, bir ara adeta annesini tekrar dile getirmeye çalıştığını hissettim. Şaşırdım, bana çok uzak olan ölüm hallerini belli ki o daha doğmadan üzerine almıştı. Aslında daha kapıdan geçerken dikkatlari üzerinde toplamıştı Yeter abla; Kızıl saçları alelade örülmüştü, başına tığ işlemelerle renklenmiş tülbenti geçirmişti. Üstünde hem kazak, hem de yelek, altında neredeyse yere uzanan etek. Boyu kısacık olmasına rağmen oldukça genişçeydi. Bu durum yürüşünü de belli ki zorlaştırıyordu. Yavaş olduğu gerekçesiyle sadece 2 gün çalıştı bizimle Yeter abla. Son gördüğüm çalışma gününde, elinde beş yaşlarında bir çocukla çıktı geldi, adı Ünal. Tüm kalabalık Yeter ablanın torunu olduğunu düşünürken yanına ilişip sorduğum da, benim çocuğum dedi. Beşinci çocuğuymuş. "Nasıl olur Yeter abla sen kaç yaşındasın." diye şaşkınlıkla sorma gafletinde bulundum. "49" dedi. Tüm kıyafetleri belli ki abilerinin eskileri diye düşünmekten alamadım kendimi. Tam beş saat gidecek başka bir yeri olmadığı için bidonların üstünde oturup kendi kendine oynadı bu sarı saçlı, mavi gözlu çocuk. Oyuncağı da sadece hayalleriydi. Bir ara dönüm baktım; annesi ona müşterinin yemediği bir somon ekmeği uzatmış. Çocuk oynaya oynaya koparıyor. Kuru katıksız bir somon ekmek, restorantta. O anda tüm mutfağın bir günah'ın altında kalacağını hissetmiş olmalıyım ki duruma şahit olan herkes bir şeyler serpiştirdi önüne, birisi içinden oyuncak çıkan çikolata'yı uzattı. Belli ki ilk defa görüyor, anlamadı ne olduğunu, Kırmaya çalışıyor kapağı. Demek ki o kadar içselleştirmişler yoksulluğu diye düşünmeden edemedim. Restotantta bir somon ekmek, neden istememişti ki bir şeyler çocuğu için? Sivas'ın köyünden gelmişler 5 sene önce, belli halla köy kokuyor, yoksulluk kokuyor Yeter. Şaşkındım ne yapacağımı da şaşırmıştım, sonra oyuncak geldi aklıma belki mutlu olurdu Ünal. "Çok canım sıkılıyor"demişti bir ara. Belki çare olur diye mola sıramda, çıktım yukarı, yaptırdım bir hediye paketi, indim aşağıya bir baktım Yeter'de yok Ünal'da. Başka bir teyze geldi diye göndermişler. "Ama almıştır yine yarım yövmiyesini" diyemeden edemedim. Not; aslında bunu başka bir platformda (good4trust.org) paylaşmak için yazmıştım. "Amaç iyiliklerinizi paylaşın ki büyüsün." Yoksa aklımda ki bir fikir değildi ama yazı bir hikaye biçimine bürününce sizlerle de paylaşmak istedim, mazur görün.
·
10 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Güzel olmuş, elinize sağlık.
Aydın Nasuh okurunun profil resmi
Bu arada anlatımda geçmiyor ama paketi bir şelilde ulaştırdım.
Bu yorum görüntülenemiyor
K. okurunun profil resmi
Bizde bir ifade vardır: ''Ah ulan gavur para!'' Paketi ulaştırmanıza sevindim. Anlatımınız da okuyanı çok etkiliyor... Kaleminize sağlık...
Aydın Nasuh okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, nacizane sadece aktarmaya çalıştım. Evet maalesef ki para..Yeter ablaya sormuştum neden geldiniz köyden diye. Çocukları okutmak için evladım demişti. Bir de kışın su yok, ulaşım yok dedi. "Köy enstütüleri" kapatılmasaydı eminim ki yeter abla o çok sevdiği köyünde daha mutlu olacaktı.
1 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
En çok paketin elinizde kalmasına üzülmüştüm. Neyse ki ulaştırmışsınız.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.