Bir rüya görüyorsun, terlemişsin sırılsıklam
Vurulup düştüğüme inanmak istemiyorsun
Bir kente girişin provası oluyor oysa ölümüm
Yeis yok, bir misillemedir bütün hatıralarım
Yalnız yıkık bir duvar var karşıda,
Ve bir kadının cesedi üstünde
Olur, aramam seni ve kimseyi
Anıları pas tadında bırakırım
Konuşacak ne kaldıysa kalsın
Susmaktır bir şeylere saygılı kılan
Ayrılık da bir olanaktır bilirsin
Gidiyorsun kendi büyüklük yoluna; kimse gizlice gelmeyecek ardından! Kendi ayağınla sildin arkandaki yolu ve bu yolunun şimdi üstünde 'imkânsızlık' yazıyor.
Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün, onun ardından gözlerin, dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi
Gecedir: Ancak şimdi uyanır âşıkların tüm şarkıları. Ve benim gönlümde bir âşığın şarkısıdır.
Dindirilmemiş, dindirilemez bir şey var içimde; yükseltmek istiyor sesini. Aşka duyulan bir özlem var içimde, kendisi de konuşuyor aşkın dilini.