Mehmet Şahin
@Mehmettsahinn
@heybemdenizler
350 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğı
Yolda kaybolan hayvanımı aramak için geri kalmıştım. Bir Çalılığın içinde doktoru, eczacıyı, Birinci ve İkinci Taburlardan birkaç subayı gördüm. Yeri kazıyorlardı. Meğerse açlıktan bir asker ölüyormuş. Ağzından köpükler akıyordu. Zavallı daha tamamıyla nefesi bitmeden kazılan mezarının kazma seslerini işitiyordu.
Sayfa 43 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğı
Ne tuhaf ve feci bir mevkideyiz. Selanik, Üsküp, Manastır düşmanların eline düşeli günler oldu. Biz güya Osmanlı, kalan şu taşlıklar üzerinden kaçıyoruz. Ama nereye?
Sayfa 37 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğı
Sekiz sene önce, okuldan yeni çıktığım vakit gezdiğim bu yerleri, bir gün böyle kaçarak terk edeceğimizi hiç aklıma getirir miydim?
Sayfa 20 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğı
Rumeli eski şeklini alamaz. Artık Rumeli bir daha yapışmamak üzere Türk ilinden kopmuştur. Avrupa'nın orduları gelip Sırp ve Bulgarları buralardan çıkaramaz ya!
Sayfa 20 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğü
...Dilimdeki peksimet yaralarının sızılarını dinleyerek ilerliyorum.
Demek Türklerin yaşamak hakkı yokmuş.
Sayfa 20 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Ömer Seyfettin-Balkan Savaşı Günlüğü
Artık Rumeli'nin gittiği muhakkak. Fakat bütün şu kolordular, şaşırmış koyun sürüleri gibi kurşun ve gülle altında, kar, çamur ve hastalık içinde mahvolacak.
Ah, acaba ondan sonra aklımız başımıza gekecek mi?
Sayfa 19 - Karbon KitaplarKitabı okudu
İbrahım Kalın-İslam ve Batı
Avrupalılar yaklaşık dört yüz yıl boyunca "İslâm" deyince Osmanlı'yı, Kur'an deyince "Türkler'in İncil'ini anladılar. Martin Luther yahut Kristof Kolomb'u harekete geçiren saikler arasında "müslüman Türk" olgusunun bulunduğunu artık bütün tarihçiler kabul ediyor. Avrupanın modern tarihi, aynı zamanda bir Avrupa-Osmanlı ilişkileri tarihidir.
Sayfa 16 - İsam YayınlarıKitabı okudu
İbrahim Kalın-İslam ve Batı
"Orta Ümmet" olarak kendisini dünya coğrafyasının orta kuşağında gören İslâm dünyası, Doğu'ya da Batı'ya da eşit mesafedeydi. Batı onun için hep cevap verilmesi, tepki gösterilmesi, mücadele edilmesi gereken bir öteki değildi. 1300 yılında İsfahan'da yaşayan bir müslüman âlimin mekân algısı açından Çin neyse, Fransa'da oydu. Kur'an'ın "ne doğu, ne batı" (Núr 24/35) diye tasvir ettiği evrensel hakikat tasavvuru, Doğu ve Batı kalıplarını aşan bir niteliğe sahiptir. Bu manada İslam toplumları kendilerini hiçbir zaman "doğuda" ya da "doğulu" olarak adletmediler. "Doğu" ancak Asya'nın küçük bir uzantısı olan Avrupa'nın kendisini "Batı" olarak tanımlamasından sonra ortaya çıkan bir tanımdır. Sizce, insanlık tarihinin merkezinde yer alan coğrafyaya bugün neden "Ortadoğu" diyoruz? Japonya, hangi coğrafi tasnife göre "Uzakdoğu" kabul ediliyor? Tersinden düşünecek olursak mesela Amerika'ya niçin "Uzakbatı demiyoruz?
Sayfa 15 - İsam YayınlarıKitabı okudu
Mehmet Şahin tekrar paylaştı.
Dünya Hayatının Değersizliği
Resûlullah {S.a.v} şöyle buyurur:
"Dünya düşüncesi ve tasası ile kalplerinizi meşgul etmeyiniz."
Sayfa 223Kitabı okudu
Ahmet Yüksel-Sınırdaki Casus
25 Şubat 1917 Türk savunma hattı yarılmış, dolayısıyla Bağdat'ın kapıları İngiliz kuvvetleri için tamamen açılmış oldu. İngilizler o fırsatı bu kez kaçırmadı ve asırlardır Türklerin idaresinde bulunan şehre 11 Mart 1917 tarihinde giriş yaptılar. Bağdat'ın işgali, "Britanya için göz kamaştırıcı bir siyasi zaferi temsil etti ve savaşın ilk büyük başarısı" oldu.
Sayfa 100 - Kronik KitapKitabı okudu
Ahmet Yüksel-Sınırdaki Casus
Cemiyetin temel gayesi ise Kazımiye'deki Osmanlı makamlarına başvurmaksızın kasabada yaşanacak adam öldürme, yaralama, yağma ve gasp gibi suçların takip edilip çözüme kavuşturulmasıdır. O gayeye aykırı olarak Osmanlı makamlarından birisine müracaat edecek olanları yahut kedilerini takibe yeltenecek Osmanlı memurlarını kuracakları mahkemelerde yargılayacaklar, hatta onları tehlikenin içine sürükleyecek işler çevireceklerdir. Gerektiğinde uygun görecekleri yabancı konsoloshanelerden birisine sığınıp Bağdat hükümetini zora sokacak tedbir ve teşebbüslerde bulunmaktan da geri durmayacaklardır.
Sayfa 36 - Kronik KitapKitabı okudu